# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ اِبْرٰه۪يمَۜ اِنَّهُ كَانَ صِدّ۪يقًا نَبِيًّا | |
Türkçe Okunuşu * | Veżkur fî-lkitâbi ibrâhîm(e)(c) innehu kâne siddîkan nebiyyâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! Kitapta İbrâhim’in kıssasını da anlat. Gerçekten o, özü sözü doğru bir peygamberdi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kitap'ta İbrahim'i an. Zira o, sıdkı bütün bir peygamberdi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Kitap'da İbrahim'e dair anlattıklarımızı da an, o şüphesiz dosdoğru bir peygamberdi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Kitap’ta İbrahim’i de an. Gerçekten o, son derece dürüst bir kimse, bir peygamber idi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kur'ân'da İbrahim'i(n kıssasını da) an. Şüphesiz ki o, sıddık (özü, sözü doğru) bir peygamberdi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Kitabda İbrahimi de an, çünki o bir sıddık, bir Peygamber idi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Kitabda Ibrâhîmi de an. Çünkü o, sıdkı bütün bir peygamberdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Kitab'da (Kur'ân'da) İbrâhîm'i de an! Çünki o, çok doğru bir kimse, bir peygamber idi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Kur'an'da İbrahîm'i de (kavmine) anlat. Çünkü o, doğruluğu çok olan bir peygamberdi. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Kitapta İbrahim'i de zikret. Şüphe yok ki, o pek sâdık bir peygamber idi. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kitapta İbrahim'i de an. O, özü sözü doğru bir peygamberdi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | (Also mention in the Book (the story of) Abraham: He was a man of Truth, a prophet. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Meryem Sûresi 41. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...