# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ثُمَّ نُنَجِّي الَّذ۪ينَ اتَّقَوْا وَنَذَرُ الظَّالِم۪ينَ ف۪يهَا جِثِيًّا | |
Türkçe Okunuşu * | Śumme nuneccî-lleżîne-ttekav veneżeru-zzâlimîne fîhâ ciśiyyâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Şu kadar var ki biz, kalpleri Allah saygısıyla dolu olup O’na karşı gelmekten sakınanları cehenneme düşmekten kurtaracak, zâlimleri ise cehennemin içinde diz üstü çökmüş halde bırakacağız. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sonra biz, Allah'tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sonra Biz Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanları kurtarır, zalimleri de orada diz üstü çökmüş olarak bırakırız. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sonra Allah’a karşı gelmekten sakınanları kurtarırız da zalimleri orada diz üstü çökmüş hâlde bırakırız. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sonra Allah'dan korkup, sakınanları kurtaracağız ve zalimleri de toptan cehennemde bırakacağız. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sonra müttakı olanlara necat veririz de zalimleri dizleri üstü bırakırız |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sonra takvaaya erenleri kurtaracağız. Zaalimleri ise orada diz üstü düşmüş bir halde bırakacağız. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Sonra (şirk ve küfürden) sakınanları kurtarırız (Cennete koyarız) ve zâlimleri diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sonra, Allah'dan korkup sakınanları kurtaracağız ve zalimleri de toptan Cehennem'de bırakacağız. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra ittikada bulunmuş olanları necâta erdiririz. Zalimleri de orada dizleri üstüne çökmüş bir halde bırakırız. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sonra, korunmuş olanları kurtarır, zalimleri ise orada diz üstü bırakırız. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But We shall save those who guarded against evil, and We shall leave the wrong-doers therein, (humbled) to their knees. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Meryem Sûresi 72. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...