# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | يَٓا اَبَتِ اِنّ۪ي قَدْ جَٓاءَن۪ي مِنَ الْعِلْمِ مَا لَمْ يَأْتِكَ فَاتَّبِعْن۪ٓي اَهْدِكَ صِرَاطًا سَوِيًّا | |
Türkçe Okunuşu * | Yâ ebeti innî kad câenî mine-l’ilmi mâ lem ye/tike fettebi’nî ehdike sirâtan seviyyâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Babacığım! İnan ki, sana ulaşmayan bir bilgi bana gelmiştir. Öyleyse bana uy da seni dosdoğru bir yola eriştireyim.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Babacığım! Hakikaten sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Öyle ise bana uy ki, seni düz yola çıkarayım. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Babacığım! Doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy, seni doğru yola eriştireyim." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Babacığım! Doğrusu, sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy ki seni doğru yola ileteyim.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Babacığım! Doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. O halde bana uy da, seni doğru bir yola eriştireyim." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Â babacığım emin ol bana ilimden sana gelmiyen hakikat geldi, gel bana uy da seni bir düz yola çıkarayım |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Ey atam, bana muhakkak ki sana gelmeyen bir ilim gelmişdir. O halde bana uy da seni dümdüz bir yola çıkarayım». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Ey babacığım! Muhakkak ki ben (bir peygamberim), ilimden sana gelmeyen (bir hakikat) gerçekten bana gelmiştir! Öyle ise bana tâbi' ol ki seni doğru bir yola eriştireyim!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ey babam! Gerçekten bana, sana gelmiyen ilim gelmiştir (Allah'ı bilmişimdir). O halde, bana uy da, seni doğru bir yola ileteyim. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ey atacığım! Muhakkak ki, ilimden sana gelmeyen, bana gelmiştir. Artık bana tâbi ol, seni bir doğru yola eriştireyim.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Babacığım, sana gelmeyen bir bilgi bana ulaşmış bulunuyor. Bana uy ki seni doğru bir yola ulaştırayım. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "O my father! to me hath come knowledge which hath not reached thee: so follow me: I will guide thee to a way that is even and straight. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Meryem Sûresi 43. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...