# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَكَانَ يَأْمُرُ اَهْلَهُ بِالصَّلٰوةِ وَالزَّكٰوةِۖ وَكَانَ عِنْدَ رَبِّه۪ مَرْضِيًّا | |
Türkçe Okunuşu * | Vekâne ye/muru ehlehu bi-ssalâti ve-zzekâti vekâne ‘inde rabbihi merdiyyâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ailesi başta olmak üzere halkına namaz kılmayı ve zekât vermeyi emrederdi. O, Rabbinin rızâsına ermiş seçkin bir kuldu. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Halkına namazı ve zekâtı emrederdi; Rabbi nezdinde de hoşnutluk kazanmış bir kimse idi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Çevresinde bulunanlara namaz kılmalarını, zekat vermelerini emrederdi. Rabbinin katında hoşnutluğa ermişti. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ailesine namaz ve zekâtı emrederdi. Rabb’inin katında da hoşnutluğa ulaşmıştı. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ailesine ve çevresine namaz kılmayı ve zekat vermeyi emrederdi ve Rabbinin katında hoşnutluğa ermişti. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve hanedanına namaz ve zekât ile emrederdi ve rabbının ındinde merdıyy idi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Kavmine namaz (kılmayı), zekât (vermeyi) emr ederdi. Rabbi nezdinde rızâya ermişdi o. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ehline (ve ümmetine) namazı ve zekâtı emrederdi; hem Rabbisinin katında rızâya mazhar olmuş bir kimse idi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ümmetine de namaz kılmayı, zekât vermeyi emrederdi ve Rabbi katında rızaya kavuşmuştu. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve hanedanına namaz ile ve zekât ile emrederdi ve Rabbinin indinde rızaya nâil olmuştu. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ailesine namazı ve zekâtı emrederdi; Rabbinin katında da rızaya erişmişti. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He used to enjoin on his people Prayer and Charity, and he was most acceptable in the sight of his Lord. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Meryem Sûresi 55. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...