# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَطَّلَعَ الْغَيْبَ اَمِ اتَّخَذَ عِنْدَ الرَّحْمٰنِ عَهْدًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ettale’a-lġaybe emi-tteḣaże ‘inde-rrahmâni ‘ahdâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Acaba bu adam gaybın bilgisine mi vâkıf oldu? Yoksa her arzusunun yerine getirileceğine dair Rahmân’ın katından kesin bir söz mü aldı? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | O, gaybı mı bildi, yoksa Allah'ın katından bir söz mü aldı? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | O görülmeyeni mi biliyor, yoksa Rahman katından bir söz mü almıştır? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Gaybı mı görüp bilmiş, yoksa Rahmân’dan bir söz mü almış? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O (kâfir), gaybı mı bildi? Yoksa Rahmân (olan Allah) katından bir söz mü aldı? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Gaybe muttali' mi olmuş? Yoksa rahmanın huzurunda bir ahid mi almış? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O, gayba mı vaakıf, yoksa çok esirgeyici (Allah) nezdinde bir ahid mi edinmiş? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (O,) gayba mı muttali' oldu (onu bildi), yoksa Rahmân'ın katından bir söz mü aldı? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O, gayba muttali mi olmuş, yoksa Rahman'ın huzurunda bir söz mü almış? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Gayba vakıf mı olmuş, yoksa Rahmân'ın nezdinde bir ahd mi edinmiş? |
11. | Ümit Şimşek Meali | O gayba mı ulaştı, yoksa Rahmân'dan bir söz mü aldı? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Has he penetrated to the Unseen, or has he taken a contract with ((Allah)) Most Gracious? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Meryem Sûresi 78. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...