# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّا مَكَّنَّا لَهُ فِي الْاَرْضِ وَاٰتَيْنَاهُ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ سَبَبًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | İnnâ mekkennâ lehu fî-l-ardi veâteynâhu min kulli şey-in sebebâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar ve hâkimiyet sahibi kıldık. Ve onu hedeflerine ulaşmak için lâzım gelen akıl, ilim, kuvvet ve idarecilik gibi vasıflarla ve imkânlarla donattık. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar ve kudret sahibi kıldık, ona (muhtaç olduğu) her şey için bir sebep (bir vasıta ve yol) verdik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Doğrusu biz onu yeryüzüne yerleştirmiş ve her şeyin yolunu ona öğretmiştik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Biz onu yeryüzünde kudret sahibi kıldık ve kendisine her konuda (amacına ulaşabileceği) bir yol verdik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Gerçekten biz onu (Zülkarneyn'i) yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona ulaşmak istediği her şeyi elde etmesinin bir yolunu verdik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Biz onun için Arzda bir müknet hazırladık ve ona her şeyden bir sebeb verdik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hakıykat, biz onu yer (yüzün) de büyük bir kudret saahibi kıldık ve ona (muhtâc olduğu) her şeyden bir sebeb (bir yol) verdik. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhesiz ki biz, ona (Zülkarneyn'e) yeryüzünde imkân verdik ve kendisine(istediği) herşeyden bir sebeb (ulaşması için bir yol) verdik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Gerçekten biz, Zül'-Karneyn'i (Rûm hükümdarı İskender'i) yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona (gayesine ulaşmak için) istediği her şeyden bir vasıta (sebep) verdik. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Biz O'nu yeryüzünde bir kudrete erdirdik ve ona her şeyden bir sebep verdik. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz onu yeryüzünde geniş imkânlarla yerleştirdik ve ona herşey için bir sebep verdik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Verily We established his power on earth, and We gave him the ways and the means to all ends. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin anlaşılması mümkün değildir. Mutlaka bir tefsire başvulması gerekir. Kehf Sûresi 84. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Hûd Suresi 100. Ayetinin Arapçası:ذٰلِكَ مِنْ اَنْبَٓاءِ الْقُرٰى نَقُصُّهُ عَلَيْكَ مِنْهَا قَٓائِمٌ وَحَص۪يدٌ Hûd Suresi 100. Ayetinin Meali (Anlamı ...
Hûd Suresi 99. Ayetinin Arapçası:وَاُتْبِعُوا ف۪ي هٰذِه۪ لَعْنَةً وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ بِئْسَ الرِّفْدُ الْمَرْفُودُ Hûd Suresi 99. Ayetinin Meali (A ...
Hûd Suresi 98. Ayetinin Arapçası:يَقْدُمُ قَوْمَهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ فَاَوْرَدَهُمُ النَّارَۜ وَبِئْسَ الْوِرْدُ الْمَوْرُودُ Hûd Suresi 98. Ayetinin ...
Hûd Suresi 97. Ayetinin Arapçası:اِلٰى فِرْعَوْنَ وَمَلَا۬ئِه۪ فَاتَّبَعُٓوا اَمْرَ فِرْعَوْنَۚ وَمَٓا اَمْرُ فِرْعَوْنَ بِرَش۪يدٍ Hûd Suresi 97. Ayet ...
Hûd Suresi 96. Ayetinin Arapçası:وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مُوسٰى بِاٰيَاتِنَا وَسُلْطَانٍ مُب۪ينٍۙ Hûd Suresi 96. Ayetinin Meali (Anlamı):Elbette biz Mûsâ ...
Hûd Suresi 95. Ayetinin Arapçası:كَاَنْ لَمْ يَغْنَوْا ف۪يهَاۜ اَلَا بُعْدًا لِمَدْيَنَ كَمَا بَعِدَتْ ثَمُودُ۟ Hûd Suresi 95. Ayetinin Meali (Anlamı) ...