# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُلْ هَلْ نُنَبِّئُكُمْ بِالْاَخْسَر۪ينَ اَعْمَالًاۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Kul hel nunebbi-ukum bil-aḣserîne a’mâlâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! De ki: “Yaptıkları ameller yüzünden en çok zarara uğrayacakları haber verelim mi?” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | De ki: Size, (yaptıkları) işler bakımından en çok ziyana uğrayanları bildirelim mi? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Size, amelce en çok kayıpta bulunanları haber verelim mi?" de. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 103,104. (Ey Muhammed!) De ki: “Amelce en çok ziyana uğrayan; iyi iş yaptıklarını sandıkları hâlde, dünya hayatındaki çabaları kaybolup giden kimseleri size haber verelim mi?” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki: Amelleri en çok boşa gidenleri size bildirelim mi? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Size, de: amelleri en ziyade hüsrana gidenleri haber vereyim mi? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | 103,104. De ki: «(Yapdıkları) işler bakımından en çok ziyana uğrayanları, kendileri muhakkak iyi yapıyorlar sanarak dünyâ hayaatında sa'yleri boşa gitmiş olanları size haber vereyim mi»? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: “Size amelce en çok zarara uğrayanları bildirelim mi?” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm), de ki: “-Size, yaptıkları iş bakımından (ahirette) en çok ziyana uğrayanları haber vereyim mi? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Size amellerce en ziyâde hüsrâna düşmüş olanları haber vereyim mi?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Yaptıkları yüzünden en ziyade hüsrana düşenleri size haber verelim mi?” de. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Say: "Shall we tell you of those who lose most in respect of their deeds?- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kehf Sûresi 103. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...
İsra suresinin 99. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 99. Ayet Arapça: اَوَلَمْ يَرَوْا اَنَّ اللّٰهَ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ قَا ...