# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ فَاِنِ اتَّبَعْتَن۪ي فَلَا تَسْـَٔلْن۪ي عَنْ شَيْءٍ حَتّٰٓى اُحْدِثَ لَكَ مِنْهُ ذِكْرًا۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle fe-ini-tteba’tenî felâ tes-elnî ‘an şey-in hattâ uhdiśe leke minhu żikrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Hızır ise: “Eğer benimle geleceksen, o halde yapacağım şeyler hakkında, ben sana gerekli açıklamada bulununcaya kadar, bana hiçbir şey sormayacaksın!” dedi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (O kul:) Eğer bana tâbi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey hakkında bana soru sorma! dedi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | O da: "O halde, bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkça herhangi bir şey hakkında bana soru sormayacaksın" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | O da şöyle dedi: “O hâlde, eğer bana tabi olacaksan, ben sana söylemedikçe hiçbir şey hakkında bana soru sormayacaksın.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Hızır) dedi ki: "O halde bana tabi olacaksın; ben sana sırrını anlatmadıkça, hiçbir şey hakkında bana soru sorma!" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O halde dedi: eğer bana tabi, alacaksan bana hiç bir şeyden suâl etme tâ ben sana ondan bir söz açıncıya kadar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (O: «Eğer bu suretle) bana tabî' olacaksan ben, sana anıb söyleyinceye kadar, bana hiç bir şey sorma» dedi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Hızır:) “O hâlde bana tâbi' olursan, artık (ben) sana ondan söz açıncaya kadar(yaptığım) hiçbir şey hakkında bana soru sorma!” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hızır dedi ki: “- O halde bana tâbi olacaksan, kendisinden ben bir söz açmadıkça, bana hiç bir şeyden sorma.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dedi ki: «Eğer bana tabî olacak isen artık bana hiçbir şeyden sual etme, ondan sana ben haber verinceye değin.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | O dedi ki: “Eğer bana uyacaksan, o konuda ben bir söz söyleyinceye kadar bana hiçbir şey hakkında soru sormayacaksın.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | The other said: "If then thou wouldst follow me, ask me no questions about anything until I myself speak to thee concerning it." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kehf Sûresi 70. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...