# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَلَمَّا جَاوَزَا قَالَ لِفَتٰيهُ اٰتِنَا غَدَٓاءَنَاۘ لَقَدْ لَق۪ينَا مِنْ سَفَرِنَا هٰذَا نَصَبًا | |
Türkçe Okunuşu * | Felemmâ câvezâ kâle lifetâhu âtinâ ġadâenâ lekad lakînâ min seferinâ hâżâ nasabâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Kararlaştırdıkları yeri farkına varmadan geçip bir müddet gittikten sonra Mûsâ genç yardımcısına: “Şu kahvaltımızı getir de yiyelim artık! Gerçekten bu yolculuğumuz yüzünden hayli yorgun düştük” dedi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Buluşma yerlerini) geçip gittiklerinde Musa genç adamına: Kuşluk yemeğimizi getir bize. Hakikaten şu yolculuğumuz yüzünden başımıza (epeyce) sıkıntı geldi, dedi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Oradan uzaklaştıklarında Musa, yanındaki gence: "Azığımızı çıkar, and olsun bu yolculuğumuzda yorgun düştük" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Oradan uzaklaştıklarında Mûsâ beraberindeki gence, “Öğle yemeğimizi getir, bu yolculuğumuzdan dolayı çok yorgun düştük” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İki denizin birleştiği yeri geçtikleri zaman, Musa genç arkadaşına: "Kuşluk yemeğimizi getir. Gerçekten biz bu yolculuğumuzda epey yorulduk" dedi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bu sûretle vakta ki geçtiler fetâsına getir, dedi: Kuşluk yemeğimizi, hakikaten biz bu seferimizden yorgunluğa giriftar olduk |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Vaktaki (oradan geçip gitdiler) Musa gene (adamın) a dedi ki: «Kuşluk yemeğimizi getir. Bu yolculuğumuzdan, andolsun, yorgun düşdük». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Sonunda (Mûsâ oradan) uzaklaştıklarında genç (arkadaş)ına: “Kahvaltımızı bize getir (de yiyelim), gerçekten bu yolculuğumuzda yorgun düştük” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İki deniz kavşağını geçtikleri zaman, Mûsa, genç arkadaşına: “-Kuşluk yemeğimizi getir, gerçekten biz bu yolculuğumuzdan yorgun düştük.” dedi. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Vaktâ ki geçip gittiler. (Hazreti Mûsa) Genç arkadaşına dedi ki: «Bize kuşluk yemeğimizi getir, biz bu yolculuğumuzda muhakkak ki yorgunluğa uğradık.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Buluşma yerini geçtiklerinde, Musa genç hizmetkârına “Yemeğimizi getir,” dedi. “Bu yolculuğumuz bizi gerçekten yorgun düşürdü.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | When they had passed on (some distance), Moses said to his attendant: "Bring us our early meal; truly we have suffered much fatigue at this (stage of) our journey." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kehf Sûresi 62. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...