# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَلَعَلَّكَ بَاخِعٌ نَفْسَكَ عَلٰٓى اٰثَارِهِمْ اِنْ لَمْ يُؤْمِنُوا بِهٰذَا الْحَد۪يثِ اَسَفًا | |
Türkçe Okunuşu * | Fele’alleke bâḣi’un nefseke ‘alâ âśârihim in lem yu/minû bihâżâ-lhadîśi esefâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! Onlar bu Kur’an’a inanmıyorlar diye arkalarından üzülerek neredeyse kendini helâk edeceksin! Hayır böyle yapma! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bu yeni Kitab'a inanmazlarsa (ve bu yüzden helâk olurlarsa) arkalarından üzüntüyle neredeyse kendini harap edeceksin. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Bu söze inanmayanların ardından üzülerek nerdeyse kendini mahvedeceksin! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Demek sen, bu söze (Kur’an’a) inanmazlarsa, arkalarından üzülerek âdeta kendini tüketeceksin! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Ey Muhammed!) Demek onlar, bu söze (kitaba) inanmazlarsa, onların peşinde üzüle üzüle kendini helak edeceksin! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şimdi bu söze inanmazlarsa belki arkalarından esef ile kendini üzeceksin |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Demek, bu söze (Kur'ana) inanmazlarsa bir üzüntü duyarak arkalarından kendini aadetâ tüketeceksin! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şimdi bu söze (Kur'ân'a) îmân etmezlerse, belki sen arkalarından üzülerek kendini harâb edeceksin! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Şimdi bu Kur'ân'a iman etmezlerse, belki arkalarından esef ederek kendini üzeceksin. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Demek ki, onlar bu Kur'an'a inanmazlarsa arkalarından bir şiddetli hüzün ile kendini tüketeceksin. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar bu Kur'ân'a inanmıyorlar diye onların arkalarından eseflenmekle neredeyse kendini tüketeceksin. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Thou wouldst only, perchance, fret thyself to death, following after them, in grief, if they believe not in this Message. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kehf Sûresi 6. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...