# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَدَخَلَ جَنَّتَهُ وَهُوَ ظَالِمٌ لِنَفْسِه۪ۚ قَالَ مَٓا اَظُنُّ اَنْ تَب۪يدَ هٰذِه۪ٓ اَبَدًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Vedeḣale cennetehu vehuve zâlimun linefsihi kâle mâ ezunnu en tebîde hâżihi ebedâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Kapıldığı gurur ve kibir duygusuyla kendisine böylesine yazık eden bu adam bağına girdi. Şöyle diyordu: “Burasının hiçbir zaman çürüyüp yok olacağını sanmıyorum!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Böyle gurur ve kibirle) kendisine zulmederek bağına girdi. Şöyle dedi: «Bunun, hiçbir zaman yok olacağını sanmam.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 35,36. Kendisine böylece yazık ederek bahçesine girerken: "Bu bahçenin batacağını hiç zannetmem. Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Eğer Rabbime döndürülürsem, and olsun ki orada bundan daha iyisini bulurum" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Derken kendine zulmederek bağına girdi. Şöyle dedi: “Bunun sonsuza değin yok olacağını sanmıyorum.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Adam, bu şekilde kendine zulmederek bağına girdi ve şöyle dedi: "Bunun hiç yok olacağını sanmıyorum" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve bağına girdi, kendine yazık ediyordu, dedi: ebedâ zannetmem ki bu helâk olsun ve |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O, nefsine (böylece) zulümde berdevam (ve kâfir) olarak bağına girdi, dedi ki: «Bunun ebediyyete kadar helak olacağını zannetmiyorum». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Böylece (kibirle) nefsine zulmedici olarak bağına girdi. “Bunun (bu bağın) ebedî olarak helâk olacağını sanmıyorum” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O kâfir, nefsine zulmeder olduğu halde bağına girdi; dedi ki:” - Bu bağın helâk olacağını ebediyyen zannetmiyorum. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve o nefsine zulmeder olduğu halde bağına girdi, dedi ki: «Ben zannetmem ki, bu ebedîyyen münâdim olsun.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Böylece, kendisine yazık eder bir halde bağına girdi ve dedi ki: “Hiç sanmam ki birgün bunlar yok olup gitsin. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He went into his garden in a state (of mind) unjust to his soul: He said, "I deem not that this will ever perish, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kehf Sûresi 35. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...
Enbiya suresinin 37. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 37. Ayet Arapça: خُلِقَ الْاِنْسَانُ مِنْ عَجَلٍۜ سَاُر۪يكُمْ اٰيَات۪ي فَلَا تَسْتَعْجِ ...
Saff sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 14 âyettir. İsmini, 4. ayetinde geçen صَفًّا (saffen) kelimesinden alır. Sûrenin “İsa” ve اَلْحَوَارِيُّونَ (Hav ...