Kainatın Yaratılışı ile ilgili ayetler (54 kayıt)

Bakara / 29. Ayet

هُوَ الَّذ۪ي خَلَقَ لَكُمْ مَا فِي الْاَرْضِ جَم۪يعًا ثُمَّ اسْتَوٰٓى اِلَى السَّمَٓاءِ فَسَوّٰيهُنَّ سَبْعَ سَمٰوَاتٍۜ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ۟

Yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yaratan, sonra semâya yönelip onları yedi kat gök olarak tastamam tanzîm eden O’dur. O, her şeyi hakkıyle bilendir.


En'âm / 101. Ayet

بَد۪يعُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ اَنّٰى يَكُونُ لَهُ وَلَدٌ وَلَمْ تَكُنْ لَهُ صَاحِبَةٌۜ وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍۚ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ

O, gökleri ve yeri hiç yoktan, eşsiz ve benzersiz şekilde yaratandır. Eşi olmadığı halde O’nun nasıl çocuğu olabilir ki? Her şeyi O yaratmıştır ve O her şeyi hakkıyla bilendir.


En'âm / 107. Ayet

وَلَوْ شَٓاءَ اللّٰهُ مَٓا اَشْرَكُواۜ وَمَا جَعَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَف۪يظًاۚ وَمَٓا اَنْتَ عَلَيْهِمْ بِوَك۪يلٍ

Eğer Allah dileseydi onlar Allah’a şirk koşmazlardı. Seni onların başında bir koruyucu ve gözetleyici yapmadık. Sen onların yaptıklarından sorumlu bir vekil de değilsin.


Rûm / 19. Ayet

يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ وَيُحْيِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَاۜ وَكَذٰلِكَ تُخْرَجُونَ۟

O, ölüden diriyi çıkarır, diriden ölüyü çıkarır ve kışta ölümünün ardından baharda yeryüzünü tekrar diriltir. İşte siz de öldükten sonra böyle diriltilip, kabirlerinizden çıkarılacaksınız.


Secde / 7. Ayet

اَلَّذ۪ٓي اَحْسَنَ كُلَّ شَيْءٍ خَلَقَهُ وَبَدَاَ خَلْقَ الْاِنْسَانِ مِنْ ط۪ينٍۚ

O Allah ki, yarattığı her şeyi en güzel bir şekilde yarattı; insanı yaratmaya da çamurdan başladı.


Yâsin / 36. Ayet

سُبْحَانَ الَّذ۪ي خَلَقَ الْاَزْوَاجَ كُلَّهَا مِمَّا تُنْبِتُ الْاَرْضُ وَمِنْ اَنْفُسِهِمْ وَمِمَّا لَا يَعْلَمُونَ

Her türlü kusurdan, eksiklikten, eşi ortağı olmaktan uzaktır o Allah ki, yerin bitirdiği her şeyi, bizzat kendilerini ve henüz mâhiyetini bilmedikleri nice şeyleri çiftler hâlinde yaratmıştır.


Zümer / 63. Ayet

لَهُ مَقَال۪يدُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِاٰيَاتِ اللّٰهِ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ۟

Göklerin ve yerin anahtarları O’nun katındadır. Allah’ın âyetlerini inkâr edenlere gelince, işte onlar hüsrâna uğrayanların tâ kendileridir.


Mü'min / 62. Ayet

ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍۢ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۘ فَاَنّٰى تُؤْفَكُونَ

İşte Rabbiniz olan Allah budur. O, her şeyin yaratıcısıdır. O’ndan başka ilâh yoktur. Öyleyse nasıl oluyor da O’ndan yüz çevirip yanlış yollara düşüyorsunuz?


Şûrâ / 49. Ayet

لِلّٰهِ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ يَخْلُقُ مَا يَشَٓاءُۜ يَهَبُ لِمَنْ يَشَٓاءُ اِنَاثًا وَيَهَبُ لِمَنْ يَشَٓاءُ الذُّكُورَۙ

Göklerin ve yerin mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti Allah’ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocuklar bağışlar, dilediğine erkek çocuklar bahşeder.


Zuhruf / 12. Ayet

وَالَّذ۪ي خَلَقَ الْاَزْوَاجَ كُلَّهَا وَجَعَلَ لَكُمْ مِنَ الْفُلْكِ وَالْاَنْعَامِ مَا تَرْكَبُونَۙ

Bütün varlık türlerini çift çift yaratan, sizin için gemilerden ve hayvanlardan bineceğiniz şeyler var eden de O’dur.


Zâriyât / 49. Ayet

وَمِنْ كُلِّ شَيْءٍ خَلَقْنَا زَوْجَيْنِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Her şeyi çift yarattık; umulur ki düşünüp öğüt alırsınız.


Kamer / 49. Ayet

اِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ

Şüphesiz biz her şeyi dakik, şaşmaz bir ölçüye ve bir kadere göre yarattık.


Kamer / 50. Ayet

وَمَٓا اَمْرُنَٓا اِلَّا وَاحِدَةٌ كَلَمْحٍ بِالْبَصَرِ

Olmasını istediğimiz şeyle ilgili emrimiz, başka değil, bir “Ol!” demektir; bir göz kırpması gibi hızlıdır.


Hadid / 1. Ayet

سَبَّحَ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ

Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah’ı tesbih eder. O, kud­reti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır.


Saf / 1. Ayet

سَبَّحَ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۚ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ

Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır.


Cum'a / 1. Ayet

يُسَبِّحُ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَز۪يزِ الْحَك۪يمِ

Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi, gerçek hükümdar, her noksandan temiz ve uzak, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olan Allah’ı tesbih etmektedir.


Teğabün / 1. Ayet

يُسَبِّحُ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۚ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُۘ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ

Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih etmektedir. Tüm varlığın mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti O’nundur. Bütün övgüler de O’na aittir. O’nun her şeye gücü yeter.


Tekvir / 15. Ayet

فَلَٓا اُقْسِمُ بِالْخُنَّسِۙ

Yemin ederim o geri kalıp gizlenenlere,


Tekvir / 18. Ayet

وَالصُّبْحِ اِذَا تَنَفَّسَۙ

Ve nefes almaya başladığı zaman sabaha ki:


Târık / 1. Ayet

وَالسَّمَٓاءِ وَالطَّارِقِۙ

Yemin ederim göğe ve Tãrık’a.


Târık / 3. Ayet

اَلنَّجْمُ الثَّاقِبُۙ

O, karanlıkları delip geçen parlak bir yıldızdır.


A'lâ / 2. Ayet

اَلَّذ۪ي خَلَقَ فَسَوّٰىۙۖ

O ki, her şeyi yarattı ve onları güzel ve düzgün bir şekilde biçimlendirdi.


Şems / 1. Ayet

وَالشَّمْسِ وَضُحٰيهَاۙۖ

Yemin olsun güneşe ve onun kuşluk vaktindeki aydınlığına,


Şems / 2. Ayet

وَالْقَمَرِ اِذَا تَلٰيهَاۙۖ

Güneşi izleyip ışığını yansıtan aya,


Şems / 3. Ayet

وَالنَّهَارِ اِذَا جَلّٰيهَاۙۖ

Onu ortaya çıkarıp gösteren gündüze,


Şems / 4. Ayet

وَالَّيْلِ اِذَا يَغْشٰيهَاۙۖ

Onu bürüyüp gizleyen geceye,


Şems / 5. Ayet

وَالسَّمَٓاءِ وَمَا بَنٰيهَاۙۖ

Gökyüzüne ve onu binâ edene,


Şems / 6. Ayet

وَالْاَرْضِ وَمَا طَحٰيهَاۙۖ

Yeryüzüne ve onu yayıp döşeyene,


Şems / 7. Ayet

وَنَفْسٍ وَمَا سَوّٰيهَاۙۖ

Nefse ve onu düzgün bir biçimde yaratıp düzenleyene,


Şems / 8. Ayet

فَاَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوٰيهَاۙۖ

Ona kötü ve iyi olma kâbiliyetini ilham edene ki:


Leyl / 3. Ayet

وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَالْاُنْثٰىۙ

Hem erkeği hem dişiyi yaratan Allah’a ki:


Tin / 1. Ayet

وَالتّ۪ينِ وَالزَّيْتُونِۙ

Yemin olsun incire ve zeytine,


Tin / 2. Ayet

وَطُورِ س۪ين۪ينَۙ

Sînâ dağına,


Tin / 3. Ayet

وَهٰذَا الْبَلَدِ الْاَم۪ينِۙ

Ve bu güvenli Belde’ye:


A'râf / 54. Ayet

اِنَّ رَبَّكُمُ اللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ يُغْشِي الَّيْلَ النَّهَارَ يَطْلُبُهُ حَث۪يثًاۙ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومَ مُسَخَّرَاتٍ بِاَمْرِه۪ۜ اَلَا لَهُ الْخَلْقُ وَالْاَمْرُۜ تَبَارَكَ اللّٰهُ رَبُّ الْعَالَم۪ينَ

Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan sonra arşa istivâ eden; gündüzü, kendisini süratle kovalayan geceyle bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğdiren Allah’tır. Bilin ki, yaratma da, emir ve idâre yetkisi de yalnız O’na aittir. Âlemlerin Rabbi olan Allah yüceler yücesidir.


Yunus / 3. Ayet

اِنَّ رَبَّكُمُ اللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الْاَمْرَۜ مَا مِنْ شَف۪يعٍ اِلَّا مِنْ بَعْدِ اِذْنِه۪ۜ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُۜ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ

Şüphesiz Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa hükümrân olan, her şeyi ve her işi yerli yerince yöneten Allah’tır. O’nun izni olmadan şefaat edebilecek hiç kimse yoktur. Rabbiniz Allah işte budur. Öyleyse O’na kulluk edin. Hâlâ düşünüp ders almayacak mısınız?


Yunus / 5. Ayet

هُوَ الَّذ۪ي جَعَلَ الشَّمْسَ ضِيَٓاءً وَالْقَمَرَ نُورًا وَقَدَّرَهُ مَنَازِلَ لِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّن۪ينَ وَالْحِسَابَۜ مَا خَلَقَ اللّٰهُ ذٰلِكَ اِلَّا بِالْحَقِّۜ يُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ

Güneşi parlak bir ışık kaynağı, ayı ise bir nûr yapan, yılların sayısını ve vakitlerin hesâbını bilmeniz için aya menziller takdir eden O’dur. Allah, bütün bunları boş yere değil gerçek bir gaye, sebep ve hikmete dayalı olarak yaratmıştır. O, bilip anlayacak kimseler için âyetlerini bu şekilde detaylarıyla açıklamaktadır.


Hûd / 7. Ayet

وَهُوَ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَٓاءِ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلًاۜ وَلَئِنْ قُلْتَ اِنَّكُمْ مَبْعُوثُونَ مِنْ بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اِنْ هٰذَٓا اِلَّا سِحْرٌ مُب۪ينٌ

Sizi imtihan edip hanginizin daha güzel amel işleyeceğini ortaya çıkarmak için gökleri ve yeri altı günde yaratan O’dur. Arşı ise daha önce su üzerinde idi. Buna rağmen şayet: “Siz öldükten sonra kesinlikle diriltileceksiniz” diyecek olsan, inkâra saplananlar muhakkak: “Bu düpedüz bir büyüden başka bir şey değil” derler.


İbrahim / 19. Ayet

اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ بِالْحَقِّۜ اِنْ يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ وَيَأْتِ بِخَلْقٍ جَد۪يدٍۙ

Allah’ın, gökleri ve yeri belli bir gayeye, hikmete dayalı olarak ve mükemmel bir sistem hâlinde yarattığını görmüyor musun? Dilerse O sizi yok eder, yerinize yepyeni bir toplum getirir.


Hicr / 85. Ayet

وَمَا خَلَقْنَا السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَٓا اِلَّا بِالْحَقِّۜ وَاِنَّ السَّاعَةَ لَاٰتِيَةٌ فَاصْفَحِ الصَّفْحَ الْجَم۪يلَ

Biz gökleri, yeri ve aralarında bulunan her şeyi gerçek bir sebep ve hikmet ile yarattık. Kıyâmet mutlaka kopacaktır. O halde sen, insanların eziyet ve sıkıntılarına karşı müsâmaha ve güzellikle davranma yolunu seç.


Nahl / 3. Ayet

خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ بِالْحَقِّۜ تَعَالٰى عَمَّا يُشْرِكُونَ

Allah, gökleri ve yeri gerçek bir sebep ve hikmetle yaratmıştır. O, müşriklerin koştukları ortaklardan çok temiz ve çok yücedir.


Enbiyâ / 30. Ayet

اَوَلَمْ يَرَ الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اَنَّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَاۜ وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَٓاءِ كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّۜ اَفَلَا يُؤْمِنُونَ

Kâfirler görmezler mi ki, göklerle yer bitişik halde idi de biz onları birbirinden ayırdık ve canlı olan her şeyi sudan meydana getirdik. Bu gerçek karşısında, hâlâ mı iman etmeyecekler?


Furkan / 59. Ayet

اَلَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِۚۛ اَلرَّحْمٰنُ فَسْـَٔلْ بِه۪ خَب۪يرًا

O Allah ki gökleri, yeri ve aralarında bulunan her şeyi altı günde yarattı, sonra da arşa istivâ etti. O Rahmân’dır. Artık yaratılışın sırrını, her şeyi en iyi bilen Rabbine sor!


Ankebût / 44. Ayet

خَلَقَ اللّٰهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ بِالْحَقِّۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِلْمُؤْمِن۪ينَ۟

Allah gökleri ve yeri gerçek bir sebep ve hikmete uygun olarak mükemmel bir sistem hâlinde yaratmıştır. Elbette bunda mü’minler için bir ders ve ibret vardır.


Rûm / 8. Ayet

اَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا ف۪ٓي اَنْفُسِهِمْ۠ مَا خَلَقَ اللّٰهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَٓا اِلَّا بِالْحَقِّ وَاَجَلٍ مُسَمًّىۜ وَاِنَّ كَث۪يرًا مِنَ النَّاسِ بِلِقَٓائِ۬ رَبِّهِمْ لَكَافِرُونَ

Onlar, Allah’ın gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunan her şeyi ancak gerçek bir sebep, derin bir hikmet, şaşmaz bir kanun ve belirli bir ecel ile yarattığını kendi içlerinde hiç düşünmezler mi? Ne var ki, insanların çoğu, öldükten sonra dirilip Rablerine kavuşacaklarını kesinlikle inkâr etmektedir.


Secde / 4. Ayet

اَللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِۜ مَا لَكُمْ مِنْ دُونِه۪ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا شَف۪يعٍۜ اَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ

O Allah ki, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunan her şeyi altı günde yarattı, sonra da arş üzerine istivâ etti. Sizin O’ndan başka ne bir dostunuz ne de bir şefaatçiniz vardır. Hâlâ düşünüp ders ve öğüt almayacak mısınız?


Zümer / 5. Ayet

خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ بِالْحَقِّۚ يُكَوِّرُ الَّيْلَ عَلَى النَّهَارِ وَيُكَوِّرُ النَّهَارَ عَلَى الَّيْلِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَۜ كُلٌّ يَجْر۪ي لِاَجَلٍ مُسَمًّىۜ اَلَا هُوَ الْعَز۪يزُ الْغَفَّارُ

O, gökleri ve yeri belli bir gâye, büyük bir hikmet ve şaşmaz bir nizam üzere yaratmıştır. Sürekli olarak geceyi gündüzün üzerine sarıyor, gündüzü de gecenin üzerine sarıyor. Güneşi ve ayı da emrine boyun eğdirmiştir. Her biri belli bir süreye kadar kendi yörüngesinde akıp gidiyor. Bilin ki O, karşı konulmaz bir kudret sahibidir, çok bağışlayıcıdır.


Fussilet / 11. Ayet

ثُمَّ اسْتَوٰٓى اِلَى السَّمَٓاءِ وَهِيَ دُخَانٌ فَقَالَ لَهَا وَلِلْاَرْضِ ائْتِيَا طَوْعًا اَوْ كَرْهًاۜ قَالَتَٓا اَتَيْنَا طَٓائِع۪ينَ

Bundan başka, gaz hâlinde olan göğe yöneldi. Hem ona, hem de yeryüzüne: “İsteseniz de istemeseniz de gelin!” buyurdu. İkisi de: “İsteyerek geldik” dediler.


Duhân / 39. Ayet

مَا خَلَقْنَاهُمَٓا اِلَّا بِالْحَقِّ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ

Biz onları gerçek bir sebep ve hikmete bağlı olarak yarattık. Ne var ki insanların çoğu bunu bilmez.


Ahkaf / 3. Ayet

مَا خَلَقْنَا السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَٓا اِلَّا بِالْحَقِّ وَاَجَلٍ مُسَمًّىۜ وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا عَمَّٓا اُنْذِرُوا مُعْرِضُونَ

Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri gerçek bir maksat ve hikmetle, bir de belirli bir süre için yarattık. Ne var ki kâfirler, uyarıldıkları kıyâmet ve âhiret gerçeğinden ısrarla yüz çeviriyorlar.


Fussilet / 12. Ayet

فَقَضٰيهُنَّ سَبْعَ سَمٰوَاتٍ ف۪ي يَوْمَيْنِ وَاَوْحٰى ف۪ي كُلِّ سَمَٓاءٍ اَمْرَهَاۜ وَزَيَّنَّا السَّمَٓاءَ الدُّنْيَا بِمَصَاب۪يحَۗ وَحِفْظًاۜ ذٰلِكَ تَقْد۪يرُ الْعَز۪يزِ الْعَل۪يمِ

Böylece onları yedi kat gök olarak iki günde yarattı ve her bir göğe vazîfesini bildirdi. Dünya göğünü de kandillerle süsledik ve onu bozulmaktan koruduk. İşte bu, kudreti dâimâ üstün gelen ve her şeyi hakkıyla bilen Allah’ın takdiridir.


Kaf / 38. Ayet

وَلَقَدْ خَلَقْنَا السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍۗ وَمَا مَسَّنَا مِنْ لُغُوبٍ

Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yarattık. Ama bize en küçük bir yorgunluk bile dokunmadı.


Hadid / 4. Ayet

هُوَ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِۜ يَعْلَمُ مَا يَلِجُ فِي الْاَرْضِ وَمَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمَا يَنْزِلُ مِنَ السَّمَٓاءِ وَمَا يَعْرُجُ ف۪يهَاۜ وَهُوَ مَعَكُمْ اَيْنَ مَا كُنْتُمْۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرٌ

Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da arşa istivâ eden O’dur. O yere gireni de, ondan çıkanı da, gökten ineni de, göğe yükseleni de bilir. Nerede olursanız olun, O dâimâ sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.


Talâk / 12. Ayet

اَللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ سَبْعَ سَمٰوَاتٍ وَمِنَ الْاَرْضِ مِثْلَهُنَّۜ يَتَنَزَّلُ الْاَمْرُ بَيْنَهُنَّ لِتَعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌۙ وَاَنَّ اللّٰهَ قَدْ اَحَاطَ بِكُلِّ شَيْءٍ عِلْمًا

Yedi göğü ve yerden de bir o kadarını yaratan Allah’tır. Kâinatın işleyişi ve varlıkların hayatlarıyla ilgili ilâhî buyruklar bunlar arasında iner durur ki, böylece Allah’ın her şey üzerinde mutlak kudret sahibi olduğunu ve yine Allah’ın ilmiyle de her şeyi kuşattığını bilesiniz.



https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/yunus-suresinin-105-ayeti-ne-anlatiyor-196893-m.jpg
Yunus Suresinin 105. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: وَاَنْ اَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ حَن۪يفًاۚ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ “Ve yüzünü hak dine çevir, sakın müşrikler ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/yunus-suresinin-95-ayeti-ne-anlatiyor-196861-m.jpg
Yunus Suresinin 95. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِ اللّٰهِ فَتَكُونَ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ Asla Allah’ın âyetlerini yalan ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/yunus-suresinin-85-86-ayetleri-ne-anlatiyor-196846-m.jpg
Yunus Suresinin 85-86. Ayetleri Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: فَقَالُوا عَلَى اللّٰهِ تَوَكَّلْنَاۚ رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَۙ وَنَجِّنَا بِرَحْمَتِكَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/yunus-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-196830-m.jpg
Yunus Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: فَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَمَا سَاَلْتُكُمْ مِنْ اَجْرٍۜ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلَى اللّٰهِۙ وَاُمِرْتُ اَنْ اَكُونَ مِنَ الْم ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/yunus-suresinin-62-ayeti-ne-anlatiyor-196800-m.png
Yunus Suresinin 62. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَٓا اِنَّ اَوْلِيَٓاءَ اللّٰهِ لَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَۚ Bilesiniz ki Allah’ın dostlarına hiçbir ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/yunus-suresinin-57-ayeti-ne-anlatiyor-196758-m.jpg
Yunus Suresinin 57. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَٓاءَتْكُمْ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَشِفَٓاءٌ لِمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْ ...