# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَقَدْ خَلَقْنَا السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍۗ وَمَا مَسَّنَا مِنْ لُغُوبٍ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve lekad ḣalaknâ-ssemâvâti vel-arda vemâ beynehumâ fî sitteti eyyâmin vemâ messenâ min luġûb(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yarattık. Ama bize en küçük bir yorgunluk bile dokunmadı. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Andolsun biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık. Bize hiçbir yorgunluk çökmedi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | And olsun ki, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı günde yarattık ve Biz bir yorgunluk da duymadık. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Andolsun, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde (altı evrede) yarattık. Bize bir yorgunluk da dokunmadı. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Andolsun ki biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yarattık, Bize hiçbir yorgunluk da dokunmadı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şanım hakkiçin biz o Gökleri ve Yeri ve aralarındakileri altı günde halk ettik, bize bir yorgunluk da dokunmadı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Andolsun ki biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunan şeyleri altı günde yaratmışızdır. Bize hiçbir yorgunluk da dokunmamışdır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | And olsun ki, gökleri ve yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık. Bize hiçbir yorgunluk da dokunmadı. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Celâlim hakkı için, biz göklerle yeri ve aralarındakileri altı günde yarattık, bize bir yorgunluk da dokunmadı. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Kasem olsun ki, gökleri ve yeri ve bunların aralarındakilerini altı günde yarattık ve Bize yorgunluktan bir şey dokunmadı. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yarattık da Bize hiçbir yorgunluk dokunmadı. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | We created the heavens and the earth and all between them in Six Days, nor did any sense of weariness touch Us. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kaf Sûresi 38. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...