# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاسْتَمِعْ يَوْمَ يُنَادِ الْمُنَادِ مِنْ مَكَانٍ قَر۪يبٍۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Vestemi’ yevme yunâdi-lmunâdi min mekânin karîb(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Nidâ edicinin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Seslenenin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Bir çağırıcının yakın bir yerden çağıracağı güne kulak ver. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Ey Muhammed!) Çağırıcının yakın bir yerden sesleneceği gün, (o sese) kulak ver. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bir münadinin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve dinle o münadînin bağıracağı günü yakın bir yerden |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Nida edenin yakın bir yerden ünleyeceği güne kulak ver. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve nidâ eden (İsrâfîl)'in, yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm), münadinin yakın bir yerden çağıracağı günkü sözü dinle. (O kıyamet ahvalinden sana ne büyük haberler vereceğiz.) |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve dinle, o gün ki, bir münâdi, yakın bir mekandan nidâ eder. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Nida edicinin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And listen for the Day when the Caller will call out from a place quiet near,- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kaf Sûresi 41. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...