# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | تَبْصِرَةً وَذِكْرٰى لِكُلِّ عَبْدٍ مُن۪يبٍ | |
Türkçe Okunuşu * | Tebsiraten ve żikrâ likulli ‘abdin munîb(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bütün bunları, Allah’a yönelecek her bir kula, kalp gözünü açıp ilâhî kudretin büyüklüğünü gösterecek bir delil ve ders alınacak bir öğüt olması için yaptık. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Allah'a yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ibret vermek için (bütün bunları yaptık). |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 7,8. Allah'a yönelen her kula öğüt ve bir belge olarak yeryüzünü yaydık, oraya sabit dağlar yerleştirdik, orada her güzel türden yetiştirdik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Bütün bunlar, içtenlikle Allah’a yönelen her kulun gönül gözünü açmak ve ona öğüt ve ibret vermek içindir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bunlar, Allah'a yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ona ibret vermek içindir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Gözler gönüller açar, yaradanın kudretini ıhtar eder, dersler verir birer nişanei basîret ve nümunei ıbret olmak üzere, hakka yüz tutan her kul için |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Biz, bütün bunları) tâatımıza dönen her kulun kalb gözünü açmak, (ona) ibret vermek için (yapdık). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Bütün bunlar, Rabbine) yönelen her kula basîreti(ni) açmak ve (ona) ibret vermek içindir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bütün bunları, hakka ve hakikata dönen her kul için (Allah'ın kudretini görüp anlamaya) bir ihtar ve ibret dersi olsun diye yaptık. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | (Bunları) hakka müteveccih olan her bir kul için bir ibret ve bir mev'iza olarak (vücûda) getirdik. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Hakka yönelecek herbir kulun gönül gözünü açsın ve ibret olsun diye. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | To be observed and commemorated by every devotee turning (to Allah.. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kaf Sûresi 8. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...