# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَقَدْ كُنْتَ ف۪ي غَفْلَةٍ مِنْ هٰذَا فَكَشَفْنَا عَنْكَ غِطَٓاءَكَ فَبَصَرُكَ الْيَوْمَ حَد۪يدٌ | |
Türkçe Okunuşu * | Lekad kunte fî ġafletin min hâżâ fekeşefnâ ‘anke ġitâeke febesaruke-lyevme hadîd(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah: “Doğrusu sen bundan derin bir gaflet içindeydin. Ama şimdi gerçekleri görmeni engelleyen perdeni kaldırdık; bugün bakışların pek keskindir” buyuracak. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir (denir). |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ona: "And olsun ki, sen, bundan gafildin; işte senden gaflet perdesini kaldırdık, bugün artık görüşün keskindir" denir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Ona) “Andolsun ki sen bundan gaflette idin. Şimdi gaflet perdeni açtık; artık bugün gözün keskindir” (denir.) |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Allah ona) "Andolsun sen bundan gaflet içinde idin. Şimdi senden gaflet perdesini kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir." der. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Celâlim hakkı için (denir) sen bundan bir gaflette idin: şimdi senden perdeni açtık, artık bu gün gözün keskindir, |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Andolsun ki sen (dünyâda) bundan gafletde idin. İşte senden perdeni kaldırıb açdık. Bugün gözün (ne kadar) keskindir! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ona şöyle denilir:) “And olsun ki, (sen) bundan gaflette idin; şimdi senden perdeni(kaldırıp) açtık; bu gün artık gözün keskindir!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Allah ona buyurur ki, ey insanoğlu! Dünyada iken) bugünden gaflette idin. Şimdi senden (gaflet) perdeni açtık; artık bugün gözün keskindir, (gerçeği görüyorsun). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Muhakkak ki, sen bundan bir gaflet içinde idin, imdi senden perdeni kaldırıp açtık, artık bugün senin gözün keskindir, nâfizdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Doğrusu sen bunu umursamıyordun. Ama üzerinden perdeyi kaldırdık; bugün gözün pek keskindir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | (It will be said:) "Thou wast heedless of this; now have We removed thy veil, and sharp is thy sight this Day!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kaf Sûresi 22. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...