Yunus Sûresi 5. Ayet Tefsiri


5 / 109


Yunus Sûresi Hakkında

Yûnus sûresi Mekke’de inmiştir. 109 âyettir. İsmini, 98. âyette zikri geçen Yûnus (a.s.)’dan almıştır. Mushaf tertibine göre 10, nüzûl sırasına göre 51. sûredir.

Yunus Sûresi Konusu

 Sûre ağırlıklı olarak itikâdî mevzuları ele alır. Kâinattaki kudret ve azamet tecellilerine ibret nazarıyla bakarak tek olan Allah’ı tanımanın, O’na inanıp kulluk etmenin, şirki ve putperestliği terk etmenin ehemmiyetini; bu sebeple ilâhî tâlimatları insanlığa ulaştırmakla vazifeli olan Peygamberlerin davetine kulak vermenin lüzûmunu beyân eder. Peygamber’in davetine icâbet edenlerle etmeyenlerin âhirette karşılaşacakları iyi veya kötü âkıbeti haber verir. Hâsılı sûre tevhid, nübüvvet ve âhiret ekseninde döner durur. Hz. Nûh, Hz. Mûsâ-Hz. Hârûn ve Hz. Yûnus kıssalarına kısaca temasla da vereceği mesajları misâllendirerek pekiştirir.

Yunus Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada onuncu, iniş sırasına göre elli birinci sûredir. İsrâ sûresinden sonra, Hûd’dan önce Mekke’de, büyük bir ihtimalle hicretten iki yıl önce nâzil olmuştur. 40. âyetle 94-96. âyetlerin Medine’de nüzûlüne dair rivayetler de vardır.

هُوَ الَّذ۪ي جَعَلَ الشَّمْسَ ضِيَٓاءً وَالْقَمَرَ نُورًا وَقَدَّرَهُ مَنَازِلَ لِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّن۪ينَ وَالْحِسَابَۜ مَا خَلَقَ اللّٰهُ ذٰلِكَ اِلَّا بِالْحَقِّۜ يُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ ﴿٥﴾
Karşılaştır 5: Güneşi parlak bir ışık kaynağı, ayı ise bir nûr yapan, yılların sayısını ve vakitlerin hesâbını bilmeniz için aya menziller takdir eden O’dur. Allah, bütün bunları boş yere değil gerçek bir gaye, sebep ve hikmete dayalı olarak yaratmıştır. O, bilip anlayacak kimseler için âyetlerini bu şekilde detaylarıyla açıklamaktadır.

TEFSİR:

Allah Teâlâ güneşi “ziyâ”, ayı ise “nûr” yapmıştır. اَلضِّيَاءُ (ziyâ’), güçlü ışık, اَلنُّورُ (nûr) ise güçlü olsun olmasın ışık mânasına gelir. Diğer âyetlerde güneş için اَلسِّرَاجُ (sirâc) “kandil” (bk. Nûh 71/16) ve سِرَاجًا وَهَّاجاً (sirâcen vehhâcen) “parıl parıl, alev alev yanan kandil” (bk. Nebe’ 78/13) ifadeleri geçer. Ay için de “nûr”dan ayrı olarak قَمَراً مُن۪يراً (kameren münîran) “aydınlatıcı bir ay”  (bk. Furkan 25/61) ifadesi kullanılır. Bu açıklamalardan güneşin alev alev yanan bir enerji ve ışık kaynağı; ayın da bir ışık yansıtıcısı olduğu anlaşılır. Sirâc, ışığı kendi ateşinden doğan kandildir. Bunun verdiği ışığa “ziyâ” denilir. Yani “ziyâ”, kaynağın bizzat kendisinden oluşmaktadır. Günümüzde bilimsel çalışmalar, güneşin ışığının, hidrojeni helyuma dönüştüren zincirleme nükleer patlamalardan oluştuğunu söylemektedir. Güneş her an sayısız atom bombalarının patladığı bir kaynaktır ki, bu patlamalardan kendisine tabi yıldızlara korkunç miktarlarda enerji ve ışık gitmektedir. Güneşin kendinden olan enerjisi, kendi sisteminin hayat kaynağıdır. İşte onun bizzat kendinden olan ışığı “ziyâ” tabiriyle anlatılmıştır. Ay ise sönmüş, soğumuş, kabuk bağlamış bir gezegendir. Kendinden bir ışığı yoktur. Ancak güneşten kendisine vuran ışığı yansıtır. İşte aydan yansıyan bu ışığa da “nûr” denmiştir. (Ateş, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, IV, 204)

Güneşle ayın yaratılış hikmetlerinden biri de yılların sayısını ve vakitlerin belirlenmesini sağlamaktır. Âyet-i kerîmelerde buyrulur:

“…Allah, güneş ve ayı vakitlerin tespiti için birer hesap ölçüsü olarak yaratmıştır.” (En‘âm 6/96)

“Biz geceyle gündüzü kudretimizin büyüklüğünü gösteren iki delil yaptık. Onların her biri için de bir alâmet var ettik. Sonra gecenin alâmetini sildik. Gündüzün alâmetini ise bizatihî ışıklı ve aydınlatıcı kıldık ki, hem Rabbinizin lütfedeceği nimetleri araştırıp elde edesiniz, hem de yılların sayısıyla birlikte zamanı hesaplamayı bilesiniz. İşte biz, her bir şeyi böylesine yerli yerine koyup tüm ayrıntılarıyla açıkladık.” (İsrâ 17/12)

Bu âyet-i kerîmeler hem güneşin hem de ayın, zamanın hesaplanmasına yardımcı olduğunu belirtir. Ancak tefsiri sadedinde olduğumuz Yûnus sûresi 5. âyette sadece ayın bu husustaki fonksiyonuna temas edilmiş, onun için menziller takdir edilmesindeki maksadın bu olduğu haber verilmiştir. Bugünkü ilmi açıklamalara göre ayın bir ay boyunca her gece konakladığı 28 ayrı menzil bulunmaktadır.

Kâinattaki bir diğer kudret tecellisi gece, gündüz ve yaratılmış başka nice varlıklardır. Onları da ibret nazarıyla seyretmemiz istenmektedir:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/sabiiler-ile-ilgili-ayetler-196634.jpg
Sabiiler ile İlgili Ayetler

Sabiîlik, El-Cezîre’de ortaya çıkan ve Hz. Yahyâ’ya (as.) bağlı olduğu ileri sürülen bir Yahûdi-Hristiyan mezhebi veya ışık-karanlık düalizmine dayalı ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/yunus-suresinin-6-ayeti-ne-anlatiyor-196616.jpg
Yunus Suresinin 6. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ فِي اخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمَا خَلَقَ اللّٰهُ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَّقُونَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/hz-muhammed-sav-ile-ilgili-ayetler-196509-m.jpg
Hz. Muhammed (s.a.v.) ile İlgili Ayetler

Peygamberimizin (s.a.v.) ismi Kur’an-ı Kerim’de beş defa geçmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) Kur’an’da dört defa “Muhammed”, bir defa da “Ahmed” olara ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/tevbe-suresinin-128-ayeti-ne-anlatiyor-196611-m.jpg
Tevbe Suresinin 128. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: لَقَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَز۪يزٌۘ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَر۪يصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِن۪ينَ رَؤُ۫فٌ رَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/iki-denizin-birbirine-karismamasi-ile-ilgili-ayet-196600-m.jpg
İki Denizin Birbirine Karışmaması İle İlgili Ayet

"O, suyu acı ve tatlı iki denizi birbirine kavuşmak üzere salı­vermiştir." (Rahmân Sûresi 19) "Fakat aralarında bir engel vardır; onu aşıp da birbi ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/tevbe-suresinin-119-ayeti-ne-anlatiyor-196601.jpg
Tevbe Suresinin 119. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِق۪ينَ Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten ...