Yunus Sûresi 54. Ayet Tefsiri


54 / 109


Yunus Sûresi Hakkında

Yûnus sûresi Mekke’de inmiştir. 109 âyettir. İsmini, 98. âyette zikri geçen Yûnus (a.s.)’dan almıştır. Mushaf tertibine göre 10, nüzûl sırasına göre 51. sûredir.

Yunus Sûresi Konusu

 Sûre ağırlıklı olarak itikâdî mevzuları ele alır. Kâinattaki kudret ve azamet tecellilerine ibret nazarıyla bakarak tek olan Allah’ı tanımanın, O’na inanıp kulluk etmenin, şirki ve putperestliği terk etmenin ehemmiyetini; bu sebeple ilâhî tâlimatları insanlığa ulaştırmakla vazifeli olan Peygamberlerin davetine kulak vermenin lüzûmunu beyân eder. Peygamber’in davetine icâbet edenlerle etmeyenlerin âhirette karşılaşacakları iyi veya kötü âkıbeti haber verir. Hâsılı sûre tevhid, nübüvvet ve âhiret ekseninde döner durur. Hz. Nûh, Hz. Mûsâ-Hz. Hârûn ve Hz. Yûnus kıssalarına kısaca temasla da vereceği mesajları misâllendirerek pekiştirir.

Yunus Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada onuncu, iniş sırasına göre elli birinci sûredir. İsrâ sûresinden sonra, Hûd’dan önce Mekke’de, büyük bir ihtimalle hicretten iki yıl önce nâzil olmuştur. 40. âyetle 94-96. âyetlerin Medine’de nüzûlüne dair rivayetler de vardır.

وَلَوْ اَنَّ لِكُلِّ نَفْسٍ ظَلَمَتْ مَا فِي الْاَرْضِ لَافْتَدَتْ بِه۪ۜ وَاَسَرُّوا النَّدَامَةَ لَمَّا رَاَوُا الْعَذَابَۚ وَقُضِيَ بَيْنَهُمْ بِالْقِسْطِ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ ﴿٥٤﴾
Karşılaştır 54: Dünyada zulmeden her insan, şâyet yeryüzünde ne var ne yok bütünüyle kendisinin olsa, canını azaptan kurtarmak için hepsini kesinlikle fedâ eder. O gün azabı görünce korkudan dilleri tutulur ve için için büyük bir pişmanlık duyarlar. O gün insanların arasında tam bir adâletle hükmedilir ve kimseye en küçük bir haksızlık yapılmaz.

TEFSİR:

Kıyâmet öylesine dehşetli bir gün, cehennem azabı öylesine dehşetli bir azap ki, onunla karşılaşan herkes, eğer dünyada Allah’a şirk koşarak veya O’nu hiç tanımayarak zulüm, günah ve haksızlıklarla dolu bir hayat sürmüşse, korkudan dili tutulacak, son derece pişman olacak, içinde sakladığı pişmanlığı dışa vuracak veya şaşkınlığından bocalayıp pişmanlığını ifadeye mecâli kalmayacaktır. Duydukları korku, hayret ve dehşetle sarsılacak; şâyet dünyadaki her şey kendilerinin olsa, içinden en küçük bir şey ayırmaksızın, o büyük azaptan kurtulmak için fedâ etmek isteyeceklerdir. Fakat ne duydukları pişmanlık ne de her şeyi fedâ etme istekleri bir fayda sağlayacaktır. Aralarında adâletle hükmedilecek, hak ettikleri cezaları verilecek, kimseye en küçük bir haksızlık yapılmayacaktır.

Resûl-i Ekrem (s.a.s.), kıyâmet günü canlarını azaptan kurtarmak için inkârcıların içine düştükleri perişan hâli şöyle haber verir:

“Allah Teâlâ kıyâmet günü cehennemde azabı en hafif olan birine: “Yeryüzünün bütün serveti senin olsa, şu azaptan kurtulmak için hepsini fedâ eder miydin?» diye soracak; o da: «Evet, fedâ ederdim» diyecek. Bunun üzerine Allah Teâlâ: «Fakat sen daha Âdem’in sulbündeyken, senden bundan daha azını istemiş, benden başkasını bana şirk koşma da seni cehenneme sokmayayım, demiştim; ama sen bundan kaçındın ve benden başkasına ilâh diye tapındın» buyuracak.” (Buhâri, Enbiyâ 1; Müslim, Kıyâmet 51-53)

Bir başka rivayete göre kıyâmet günü inkârcıya: “Yeryüzünü dolduracak kadar altının olsaydı, şu azaptan kurtulmak için hepsini fedâ eder miydin?” diye sorulacak; o da: “Evet, fedâ ederdim” diyecek. Bunun üzerine ona: “Yalan söylüyorsun, dünyadayken senden çok daha azı istenmişti” denecek. (Buhârî, Rikâk 49; Müslim, Kıyâmet 52-53)

Öyleyse insan, dünyadayken en mühim gündem maddesi olarak âhireti ön planda tutmalı, öncelikle kendini cehennemden koruyacak işlere önem vermelidir. Daha kolay ve az miktarda infaklarla kendini ebedi azaptan koruma fırsatını iyi değerlendirmeli; bunu yaparken de kendinin değil bizzat Rabbinin mülkünden tasarrufta bulunduğunu da asla aklından çıkarmamalıdır. Zira:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2019/04/fakirlik_görmez-702x336.jpg
Vakıa Suresi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-79-ayeti-ne-anlatiyor-195094-m.jpg
Enâm Suresinin 79. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-195071-m.jpg
Enâm Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-68-ayeti-ne-anlatiyor-195024-m.jpg
Enâm Suresinin 68. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-59-ayeti-ne-anlatiyor-195002-m.jpg
Enâm Suresinin 59. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...