Yunus Sûresi 2. Ayet Tefsiri


2 / 109


Yunus Sûresi Hakkında

Yûnus sûresi Mekke’de inmiştir. 109 âyettir. İsmini, 98. âyette zikri geçen Yûnus (a.s.)’dan almıştır. Mushaf tertibine göre 10, nüzûl sırasına göre 51. sûredir.

Yunus Sûresi Konusu

 Sûre ağırlıklı olarak itikâdî mevzuları ele alır. Kâinattaki kudret ve azamet tecellilerine ibret nazarıyla bakarak tek olan Allah’ı tanımanın, O’na inanıp kulluk etmenin, şirki ve putperestliği terk etmenin ehemmiyetini; bu sebeple ilâhî tâlimatları insanlığa ulaştırmakla vazifeli olan Peygamberlerin davetine kulak vermenin lüzûmunu beyân eder. Peygamber’in davetine icâbet edenlerle etmeyenlerin âhirette karşılaşacakları iyi veya kötü âkıbeti haber verir. Hâsılı sûre tevhid, nübüvvet ve âhiret ekseninde döner durur. Hz. Nûh, Hz. Mûsâ-Hz. Hârûn ve Hz. Yûnus kıssalarına kısaca temasla da vereceği mesajları misâllendirerek pekiştirir.

Yunus Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada onuncu, iniş sırasına göre elli birinci sûredir. İsrâ sûresinden sonra, Hûd’dan önce Mekke’de, büyük bir ihtimalle hicretten iki yıl önce nâzil olmuştur. 40. âyetle 94-96. âyetlerin Medine’de nüzûlüne dair rivayetler de vardır.

اَكَانَ لِلنَّاسِ عَجَبًا اَنْ اَوْحَيْنَٓا اِلٰى رَجُلٍ مِنْهُمْ اَنْ اَنْذِرِ النَّاسَ وَبَشِّرِ الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَنَّ لَهُمْ قَدَمَ صِدْقٍ عِنْدَ رَبِّهِمْۜ قَالَ الْكَافِرُونَ اِنَّ هٰذَا لَسَاحِرٌ مُب۪ينٌ ﴿٢﴾
Karşılaştır 2: Kendi içlerinden birisine: “İnsanları azap ile uyar; iman edenlere de, dürüstlükleri ve iyi işler yapmaları sebebiyle kendileri için Rableri katında ötekilerini geçen emin bir makam olduğunu müjdele” diye vahyetmemiz onların çok tuhafına mı gitti ki, kâfirler kalkıp: “Besbelli ki bu adam sihirbazın teki!” diyorlar?

TEFSİR:

Allah Tealâ, Hz. Muhammed (s.a.s.)’i peygamber olarak gönderdiği zaman kâfirler onu inkâr ettiler ve: “Allah, Muhammed gibi insanlar arasından bir elçiyi göndermekten uzak ve yücedir” ve “Allah, peygamber olarak göndermek üzere Ebu Talib’in yetiminden başkasını bulamadı mı?” dediler ve işte bunun üzerine bu âyet-i kerîme nâzil oldu. (Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XI, 107; Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 270)

İman edenlere müjdelenen قَدَمُ صِدْقٍ (kademu sıdk) şudur: Dünya hayatında Allah Teâlâ’ya sadâkat, doğruluk, ihlas ve samimiyetle kulluk eden mü’minler, amellerinin keyfiyetine göre Rableri katında yüksek bir dereceye nâil olacaklardır. Dünyada hayırda yarışanlar, öne geçenler ve hayırda çığır açanlar âhirette de mükâfat bakımından öne geçeceklerdir. Bu ifadede, müttakîleri Allah’a götürmede en güvenilir ve en doğru rehber olan Resûlullah (s.a.s.)’in şefaat-i uzmâsına da bir işaret vardır.

Takvâ sahibi talihli kulların cennette varacağı yüksek makamı beyân sadedinde bir diğer âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Allah’a gönülden saygı besleyen, O’na karşı gelmekten sakınıp emirlerine titizlikle uyanlar cennet bahçelerinde ve ırmak kenarlarındadırlar. Gücü her şeye yeten ve hükmü her şeye geçen Hükümdar’ın huzurunda, hoşnut olacakları çok şerefli bir hak ve dürüstlük meclisindedirler.” (Kamer 54/54-55)

Kâfirler, Kur’an’ın insan üstü bir kaynaktan geldiğini itiraf ediyor, fakat Allah’tan geldiğini de inkâr ediyorlardı. Kibir ve inatçılıkları onları imandan alıkoyuyordu. Zira Allah’ın gönderdiği peygamber ve ona indirdiği kitapla insan hayatına müdâhale ve onu istediği gibi düzenleme yetkisini kabullenmek ve bu imana göre hayatı yeni baştan tanzim etmek hiç işlerine gelmiyordu. Halbuki Allah, yarattığı varlıkları kendi haline bırakmamıştır. Onlarla irtibatı ve onlara müdahalesi her an çok etkili bir şekilde devam etmektedir:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/hud-suresinin-88-ayeti-ne-anlatiyor-197068-m.jpg
Hud Suresinin 88. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ يَا قَوْمِ اَرَاَيْتُمْ اِنْ كُنْتُ عَلٰى بَيِّنَةٍ مِنْ رَبّ۪ي وَرَزَقَن۪ي مِنْهُ رِزْقًا حَسَنًاۜ وَمَٓا اُر۪يدُ ا ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/hud-suresinin-75-ayeti-ne-anlatiyor-197059-m.jpg
Hud Suresinin 75. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: فَلَمَّا ذَهَبَ عَنْ اِبْرٰه۪يمَ الرَّوْعُ وَجَٓاءَتْهُ الْبُشْرٰى يُجَادِلُنَا ف۪ي قَوْمِ لُوطٍۜ İbrahim cidden ağır ba ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/kuranin-ozeti-sayilan-ayet-197054-m.jpg
Kur’an’ın Özeti Sayılan Ayet

Her vesileyle kullarını hayra teşvik eden Rabbimiz, kullarına iyiliği öğretmek üzere şöyle buyuruyor: KUR’AN’IN ÖZETİ SAYILAN AYET-İ KERİME “İyilik, ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/hud-suresinin-67-68-ayeti-ne-anlatiyor-197043-m.jpg
Hud Suresinin 67-68. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَخَذَ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا الصَّيْحَةُ فَاَصْبَحُوا ف۪ي دِيَارِهِمْ جَاثِم۪ينَۙ كَاَنْ لَمْ يَغْنَوْا ف۪يهَاۜ اَلَٓا اِنّ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/hud-suresinin-56-ayeti-ne-anlatiyor-197027-m.jpg
Hud Suresinin 56. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنّ۪ي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّٰهِ رَبّ۪ي وَرَبِّكُمْۜ مَا مِنْ دَٓابَّةٍ اِلَّا هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَاۜ اِنَّ رَبّ۪ي عَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/10/rahman-suresinin-tefsiri-197016-m.jpg
Rahman Suresinin Tefsiri

Rahmân sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 78 âyettir. İsmini 1. âyette geçen Allah Teâlâ’nın اَلرَّحْمٰنُ  (Rahmân) ism-i şerîfinden alır. Bu isim, sûren ...