# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | بَلْ يُر۪يدُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ اَنْ يُؤْتٰى صُحُفًا مُنَشَّرَةًۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Bel yurîdu kullu-mri-in minhum en yu/tâ suhufen muneşşera(ten) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar bu öğütle yetinmiyor, hatta istiyorlar ki, her birine okunmaya hazır açılmış sahifeler verilsin! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Daha doğrusu onlardan her biri, kendisine, (önünde) açılmış sahifeler (ilâhî vahiy) verilmesini istiyor. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Hayır; her biri önüne açılıvermiş sahifeler verilmesini ister. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Hatta onlardan her bir kişi, kendisine açılmış sahifeler verilmesini istiyor. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Hayır, onlardan her kişi kendisine açılmış sayfalar verilmesini istiyor. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Yok onlardan her kişi kendisine ayrı sahifelerle tezkireler dağıtılmasını istiyor |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Evet, onlardan herkişi kendisine neşredilecek sahîfeler verilmesini ister. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hayır! Onlardan her bir kişi, kendisine açılmış sahîfeler verilmesini (Allah tarafından kendisine de vahyedilmesini) istiyor. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Doğrusu, onlardan her biri (Allah tarafından) kendisine okuyacak olduğu ayrı kitablar dağıtılmasını istiyor, (ki orada peygambere iman etmek gerektiğine dair Allah'ın emrini bulsun). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Yok, onlardan her biri diler ki kendisine neşredilmiş sahifeler verilmiş olsun. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İstiyorlar ki, herbirine ayrı ayrı sayfalar dağıtılsın. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Forsooth, each one of them wants to be given scrolls (of revelation) spread out! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Müddessir Sûresi 52. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...