# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | مَا سَلَكَكُمْ ف۪ي سَقَرَ | |
Türkçe Okunuşu * | Mâ selekekum fî sekar(a) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Nedir sizi şu Sekar’a sürükleyen?” derler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 40, 41, 42. Onlar cennetler içindedir. Günahkârlara: Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir? diye uzaktan uzağa sorarlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 39,40,41,42,. Ancak, defteri sağdan verilenler böyle değildir; onlar cennettedirler. Suçlulara: "Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?" diye sorarlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 40,41,42. Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Nedir sizi Sekar'a sokan?" diye. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Nedir, diye: sizi sekare sokan? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Sizi cehenneme sokan nedir»? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Sonra o günahkârları görünce dediler ki:) “Sizi Sakar'a (Cehennemin o dehşetli vâdisine) sokan nedir?” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | “-Sizi cehenneme sokan nedir?” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Sizi cehennemde bulunmaya ne şey sevketti?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Sizi Sakar'a ne attı?” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "What led you into Hell-Fire?" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Müddessir Sûresi 42. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...