# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاتَّخَذَتْ مِنْ دُونِهِمْ حِجَابًا فَاَرْسَلْنَٓا اِلَيْهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرًا سَوِيًّا | |
Türkçe Okunuşu * | Fetteḣażet min dûnihim hicâben feerselnâ ileyhâ rûhanâ fetemeśśele lehâ beşeran seviyyâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İnsanlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken biz ona ruhumuzu gönderdik de, ruhumuz kendisine eli yüzü düzgün tastamam bir insan şeklinde görünüverdi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sonra, insanlardan gizlenmek için bir perde germişti. Cebrail'i göndermiştik de ona tam bir insan olarak görünmüştü. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 16,17. (Ey Muhammed!) Kitap’ta (Kur’an’da) Meryem’i de an. Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail’i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sonra ailesiyle kendisi arasına bir perde koymuştu. Biz ona meleğimiz (Cebrail)i gönderdik de ona tam bir insan şeklinde göründü. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Onlardan öte bir perde çekti derken kendisine ruhumuzu gönderdik de düzgün bir beşer halinde ona temessül ediverdi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sonra onların önünde bir perde edinmiş (çekmiş) di. Derken biz ona ruuhumuzu göndermişdik de o, kendisine hilkati tam bir beşer şeklinde görünmüşdü. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Onların ötesinde (ibâdet edeceği sâkin bir yer için) bir perde de edinmişti. Derken ona rûhumuzu (Cebrâîl'i) gönderdik de kendisine düzgün bir insan sûretinde göründü. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sonra ailesinin önlerinde bir perde kurmuştu. Nihayet ona ruhumuzu (Cebraîl'i) gönderdik de kendisine düzgün bir insan şeklinde göründü. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onların öte yanlarında (kendisine) bir perde edinmişti. Artık Biz de ona ruhumuzu (Cibrîl-i Emîn) gönderdik de onun için tam bir beşer sûretinde görünüvermişti. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ve onlarla arasına bir perde germişti. Derken Biz ona Ruhumuzu gönderdik; o da kendisine aynen bir beşer şeklinde göründü. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | She placed a screen (to screen herself) from them; then We sent her our angel, and he appeared before her as a man in all respects. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Meryem Sûresi 17. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...