# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ لَهُ مُوسٰى هَلْ اَتَّبِعُكَ عَلٰٓى اَنْ تُعَلِّمَنِ مِمَّا عُلِّمْتَ رُشْدًا | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle lehu mûsâ hel ettebi’uke ‘alâ en tu’allimeni mimmâ ‘ullimte ruşdâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Mûsâ ona: “Allah’ın sana öğrettiği bu hayırlı ilim ve hikmetten bana da öğretmen için seninle birlikte gelebilir miyim?” diye sordu. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Musa ona: Sana öğretilenden, bana, doğruyu bulmama yardım edecek bir bilgi öğretmen için sana tâbi olayım mı? dedi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Musa ona: "Sana öğretileni bana hayra götüren bir bilgi olarak öğretmen için peşinden gelebilir miyim?" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Mûsâ ona, “Sana öğretilen bilgilerden bana, doğruya iletici bir bilgi öğretmen için sana tabi olayım mı?” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Musa ona: "Allah'ın sana öğrettiği ilim ve hikmetten bana da öğretmen için sana tabi olabilir miyim?" dedi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Musâ, ona öğretildiğin ılimden bana bir rüşd öğretmen şartiyle sana ittiba edebilirmiyim? dedi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Musa ona: «Sana, doğru yol olarak öğretilen ilimden bana da öğretmen için sana tâbi' olayım mı?» dedi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Mûsâ ona: “Sana öğretilenden, hayra götüren bir ilmi (Ledün ilmini) bana öğretmen üzere sana tâbi' olabilir miyim?” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Mûsâ, Hızır'a: “Sana öğretilen ilimden bana öğretmek şartı ile sana uyayım mı?” dedi. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ona Mûsa dedi ki: «Öğretilmiş olduğundan bana bir vesile-i irşat öğretivermekliğin üzere sana tâbi olabilir miyim?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Musa ona, “Sana öğretilen bu hayırlı ilimden bana da öğretmen için sana uyabilir miyim?” diye sordu. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Moses said to him: "May I follow thee, on the footing that thou teach me something of the (Higher) Truth which thou hast been taught?" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kehf Sûresi 66. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...