# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَشَدَدْنَا مُلْكَهُ وَاٰتَيْنَاهُ الْحِكْمَةَ وَفَصْلَ الْخِطَابِ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve şedednâ mulkehu ve âteynâhu-lhikmete vefasle-lḣitâb(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Biz onun hâkimiyetini güçlendirdik; kendisine hikmet, nübüvvet, adâletle hükmetme ve yerli yerince söz söyleme kâbiliyeti verdik. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş, ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiştik. Ona hikmet ve kesin hüküm selahiyeti vermiştik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Biz Davud’un mülkünü güçlendirdik, ona hikmet ve hakla batılı ayıran söz (hüküm verme) yeteneği verdik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Biz onun mülkünü kuvvetlendirmiş ve kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hem mülkünü kuvvetlendirmiştik, hem de kendisine hıkmet ve faslı hıtab vermiştik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onun mülkünü de kuvvetlendirdik. Ona hikmet ve fasl-ı Kitâb verdik. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve onun saltanatını kuvvetlendirdik ve ona hikmet ve (hak ile bâtılı) ayırd edici konuşma (kabiliyeti) verdik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Biz onun mülkünü kuvvetlendirmiştik. Kendisine de peygamberlik ile kaza-hüküm ilmini verdik. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve O'nun mülkünü kuvvetlendirmiştik ve O'na hikmet ve fasl-ı hitap vermiş idik. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz onun egemenliğini güçlendirmiş ve kendisine hem hikmet, hem de açık ve güzel konuşma yeteneği vermiştik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | We strengthened his kingdom, and gave him wisdom and sound judgment in speech and decision. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâd Sûresi 20. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...
Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...
Nûr sûresinin 19. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 19. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الّ ...