# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَالطَّيْرَ مَحْشُورَةًۜ كُلٌّ لَهُٓ اَوَّابٌ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-ttayra mahşûra(ten)(s) kullun lehu evvâb(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Etrafında toplanan kuşları da. Hepsi birden tesbih, duâ ve yakarışlarla Allah’a yönelir, O’nun iradesine boyun eğerlerdi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 18, 19. Doğrusu biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O'na yönelmiştir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 18,19. Doğrusu Biz, akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, kuşları da toplu halde onun buyruğu altına vermiştik. Her biri ona yönelmekteydi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 18,19. Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Dâvûd’un emrine verdik. Onların her biri Allah’a yönelmişlerdi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kuşları da toplu olarak onun emrine vermiştik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Kuşları da toplu olarak, hepsi onun için terci' yapar (evvab) idi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Her yandan ona doğru) toplanıb gelen kuşları da (kendisine râm etdik). (Gerek o dağlardan, gerek bu kuşlardan) herbiri (itaatle ona) dönücü idi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Kuşları da toplanmış olarak (ona itâat ettirdik)! Hepsi onun (zikrine katılmak) için dönüp gelici idiler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Kuşları da toplu olarak onun emrine bağlı kıldık. (Dağlardan ve kuşlardan) her biri onun tesbihi sebebiyle devamlı tesbih ediyordu. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Kuşları da toplanmış olar'ak (O'na tâbi kıldık). hepsi de O'na rücu ediciler idi. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kuşları da toplu halde onun emrine vermiştik; hepsi birden ona yönelirdi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And the birds gathered (in assemblies): all with him did turn (to Allah). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâd Sûresi 19. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İbrahim suresinin 3. ayetinde şöyle buyrulur: “Onlar, dünya hayatını sevip âhiret hayatına tercih ederler. İnsanları Allah yolundan uzaklaştırmaya ve ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا لَنَٓا اَلَّا نَتَوَكَّلَ عَلَى اللّٰهِ وَقَدْ هَدٰينَا سُبُلَنَاۜ وَلَنَصْبِرَنَّ عَلٰى مَٓا اٰذَيْتُمُونَاۜ وَعَلَ ...
Âhiret kazancının dünya kazancına göre ölçüye sığmaz kıymette ve ebedî olduğunu bilen ashâb-ı kirâm, ebedî saâdet sermâyesi kazanmanın lezzet ve halâv ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...