# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | مُتَّكِـ۪ٔينَ ف۪يهَا يَدْعُونَ ف۪يهَا بِفَاكِهَةٍ كَث۪يرَةٍ وَشَرَابٍ | |
Türkçe Okunuşu * | Mutteki-îne fîhâ yed’ûne fîhâ bifâkihetin keśîratin ve şerâb(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Orada koltuklar üzerine yaslanıp otururlar, canlarının çektiği her çeşit meyve ve içecekten isterler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar koltuklara yaslanıp kurularak orada bir çok meyveler ve içecekler isterler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Orada tahtlara yaslanmış olarak türlü meyveler ve içecekler isterler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar orada koltuklara yaslanmış olarak pek çok meyveler ve içecekler isterler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İçlerine kurularak orada birçok yemişle, bambaşka bir içki isteyeceklerdir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İçlerinde kurularak orada bir çok yemişle bambaşka bir içki isteyecekler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İçlerinde yaslanıb kuruluculardır onlar, Orada bir «ok yemişler), içecek (ler) isteyecekler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Orada (o gün artık tahtlar üzerinde) yaslanmış kimselerdir; orada (dilediklerinden)birçok meyveler ve içecekler isterler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İçlerinde yaslanıb kurulacaklar. Orada bir çok (türlü) yemişler, içkiler istiyecekler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Orada (koltuklara) yaslanıcılardır. Orada birçok meyveler ve içilecek şeyler isteyeceklerdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Orada koltuklara kurulur, her çeşit meyve ve içecekten isterler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Therein will they recline (at ease): Therein can they call (at pleasure) for fruit in abundance, and (delicious) drink; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâd Sûresi 51. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...