# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | هٰذَاۙ فَلْيَذُوقُوهُ حَم۪يمٌ وَغَسَّاقٌۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Hâżâ felyeżûkûhu hamîmun ve ġassâk(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İşte budur onların cezası! Tatsınlar bakalım onu: kaynar suları ve kopkoyu irinleri! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İşte bu; kaynar su ve irindir. Onu tatsınlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İşte bu kaynar su ve irindir, artık onu tatsınlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İşte (azap), onu tatsınlar: Bir kaynar su ve bir irin. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte artık tatsınlar onu ki, o kaynar su ve irindir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İşte, artık tatsınlar onu bir hamîm ve bir ğassâk |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İşte o azâbı, (evet) onu tatsınlar (ki bu) kaynar su ve irindir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Bu (böyledir!) İşte tatsınlar onu; bir kaynar su ve bir irin! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İşte bu, kâfirlere... Artık tadsınlar kaynar sudan ve irinden ibaret Cehennem azabını... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İşte o.. Artık onu tatsınlar. Son derece sıcaktır, ve gövdelerden çıkan irindir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İşte kaynar su ile irin; tatsınlar onu! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Yea, such! - then shall they taste it,- a boiling fluid, and a fluid dark, murky, intensely cold!- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâd Sûresi 57. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...