# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاٰخَر۪ينَ مُقَرَّن۪ينَ فِي الْاَصْفَادِ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve âḣarîne mukarranîne fî-l-asfâd(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ayrıca demir zincirlerle birbirlerine bağlanmış daha nice yaratıkları da… |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 36, 37, 38. Bunun üzerine biz de, istediği yere onun emriyle kolayca giden rüzgârı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğer yaratıkları onun emrine verdik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 36,37,38. Bunun üzerine Biz de, istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgarı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğerlerini onun buyruğu altına verdik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 37,38. Bina ustası olan ve dalgıçlık yapan her bir şeytanı, bukağılara bağlı olarak diğerlerini de, onun emrine verdik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve daha diğerlerini de zincirlerde bağlı olarak (Onun emrine verdik). |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve daha diğerlerini bendlerde çatılı çatılı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Yine onlardan) bukağılarla bağlanmış olan diğerlerini de (emrine râm etdik). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 37,38. Her binâ yapan ve dalgıçlık eden şeytanları (cinleri) de ve (zarar vermemeleri için) zincirlerle birbirlerine bağlı olan diğerlerini de (ona boyun eğdirdik). |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Diğerleri de zincirlere vurulmuştu. (insanlara zarar vermekten alıkonmuşlardı). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Başkalarını da bukağılarda bağlı oldukları halde (musahhar kıldık). |
11. | Ümit Şimşek Meali | Zincirlere vurulmuş daha başkalarını da onun emrine verdik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | As also others bound together in fetters. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâd Sûresi 38. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...