# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | جَهَنَّمَۚ يَصْلَوْنَهَاۚ فَبِئْسَ الْمِهَادُ | |
Türkçe Okunuşu * | Cehenneme yaslevnehâ febi/se-lmihâd(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Cehennem! Yanıp kavrulmak için oraya girecekler. Ne kötü bir döşek! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar cehenneme girecekler. Orası ne kötü bir kalma yeridir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Cehenneme girerler; ne kötü bir konaktır! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 55,56. İşte böyle! Şüphesiz azgınlar için elbette kötü bir dönüş yeri, cehennem vardır. Onlar oraya girerler. Orası ne kötü bir yataktır! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Cehennem! Ona yaslanacaklar, fakat o ne çirkin döşektir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Cehennem, ona yaslanacaklar, fakat o ne çirkin döşek |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Cehennem! Onlar buraya girecekler. Artık ne kötü döşekdir o! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 55,56. Bu (böyledir)! Şübhesiz ki azgınlar için de elbette kötü dönüş yeri, Cehennem vardır; oraya girerler. Artık o ne kötü yataktır! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Cehenneme, oraya girecekler. O ne kötü döşektir!... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Cehennem vardır. Ona yaslanacaklardır. Artık ne fena döşek. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onların gireceği yer Cehennemdir. Ne kötü bir döşektir o! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Hell!- they will burn therein, - an evil bed (indeed, to lie on)!- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâd Sûresi 56. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...