# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | هٰذَا عَطَٓاؤُ۬نَا فَامْنُنْ اَوْ اَمْسِكْ بِغَيْرِ حِسَابٍ | |
Türkçe Okunuşu * | Hâżâ ‘atâunâ femnun ev emsik biġayri hisâb(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Şöyle buyurduk: “Bu nimetler, sana bizim armağanımızdır. İstersen sen de bundan başkalarına verebilirsin, istersen elinde tutarsın; her iki durumda da sana hesap sorulmayacak!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | «İşte bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister (elinde) tut; hesapsızdır» dedik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "İşte Bizim bağışımız budur; ister ver, ister tut, hesapsızdır." dedik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık sen de (istediğine) hesapsızca ver yahut verme” dedik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "İşte bu, bizim ihsanımızdır. Artık sen dilersen başkalarına ver veya verme. Bundan hesaba çekilmeyeceksin" dedik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bu işte, dedik: bizim atâmız artık diler kerem et, diler imsâk hisabı yok |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Dedik ki:) «Bu, bizim vergimizdir. Artık (dilediğine) hesabsız ver, yahud tut (kıs)». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Bu bizim ihsânımızdır; artık ister (dilediğine) hesabsız olarak ver, ister tut! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Biz buyurduk ki): “- Bu bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine hesabsız olarak ver, yahud tut (verme, ey Süleyman). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | (Dedik ki:) «Bu Bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine hesapsız ikram et ve tutuver.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Bu bizim armağanımızdır,” dedik. “İster ver, ister tut; hesabı sorulmaz.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Such are Our Bounties: whether thou bestow them (on others) or withhold them, no account will be asked." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâd Sûresi 39. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُۘ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ Her şeyin hazineleri sade ...
Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...