# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | بَلِ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا ف۪ي عِزَّةٍ وَشِقَاقٍ | |
Türkçe Okunuşu * | Beli-lleżîne keferû fî ‘izzetin veşikâk(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ne var ki, inkâra saplananlar, bu uyarıya kulak verecek yerde büyük bir gurur, kibir içinde ve Peygamber’e sürekli muhâlefet hâlindedirler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 1, 2. Sâd. Öğüt veren Kur'an'a yemin ederim ki, küfredenler, (iddia ettiklerinin) aksine, bir gurur ve tefrika içindedirler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 1,2. Sad. Öğüt veren Kuran'a and olsun ki, inkar edenler gurur ve ayrılık içindedirler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Fakat inkâr edenler bir büyüklenme ve ayrılık içindedirler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O inkâr edenler bir gurur ve ayrılık içindedirler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Fakat o küfredenler bir onur, bir şikak içindeler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (haal) küfredenler (in iddia etdikleri gibi değildir). Bil'akis (onların dışı boş) bir onur, (içi ise tam) bir tefrika içindedir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hayır! İnkâr edenler bir gurur ve (Allah'a ve Resûlüne karşı) muhâlefet içindedirler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (İş kâfirlerin dediği gibi değil), doğrusu o kâfir olanlar, bir tekebbür ve bir ayrılık içindedirler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Belki o kâfir olanlar, bir gurur ve muhalefet içindedirler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Doğrusu, inkâr edenler kibirleri yüzünden muhalefet içindeler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But the Unbelievers (are steeped) in Self-glory and Separatism. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâd Sûresi 2. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “…Kur’ân’ı tâne tâne oku.” (el-Müzzemmil, 4) KUR’AN’I YÜZÜNDEN DOĞRU BİR ŞEKİLDE OKUMAK Hadîs-i şerîfte de Kur’ân’ı güzel ...