# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | هٰذَا ذِكْرٌۜ وَاِنَّ لِلْمُتَّق۪ينَ لَحُسْنَ مَاٰبٍۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Hâżâ żikr(un)(c) ve-inne lilmuttekîne lehusne meâb(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bunlar bir öğüttür, hatırlatmadır. Kalpleri Allah saygısıyla dopdolu olup O’na karşı gelmekten sakınanları gerçekten güzel bir âkibet, çok hoş bir dönüş yeri beklemektedir: |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İşte bu, bir hatırlatmadır. Doğrusu Allah'a karşı gelmekten sakınanlara güzel bir gelecek vardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İşte bu güzel bir anmadır. Doğrusu Allah'a karşı gelmekten sakınanlara güzel bir gelecek vardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 49,50. Bu bir öğüttür. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için elbette güzel bir dönüş yeri, kapıları kendilerine açılmış olarak Adn cennetleri vardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte bu bir öğüttür. Şüphesiz korunan müttakiler için herhalde güzel bir istikbal (güzel bir dönüş yeri) vardır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İşte bu bir zikirdir, ve şübhesiz korunan müttekîler için her halde güzel bir istikbal (bir husni meâb) var |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Bu,(peygamberler için bir şeref ve) bir zikr (-i cemîl) dir. Takvâye erenlerin dönüb varacağı yerde elbette güzel (bir merci) dir: |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 49,50. Bu, (onları güzel) bir yâd etmedir! Şübhesiz ki takvâ sâhibleri için, gerçekten güzel bir dönüş yeri, kapıları kendilerine açılmış olan Adn Cennetleri vardır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İşte bu, (anlatılanlar, onlar için) bir şereftir. Elbette takva sahibleri için dönüb varılacak güzel bir yer var. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İşte bu, bir şereftir. Ve şüphe yok ki, muttakîler için elbette güzel bir varılacak yer de vardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bütün bunlar bir hatırlatmadır. Kötülükten sakınanlar için ise varılacak güzel bir yer vardır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | This is a Message (of admonition): and verily, for the Righteous, is a beautiful Place of (Final) Return,- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâd Sûresi 49. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...