# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِذْ عُرِضَ عَلَيْهِ بِالْعَشِيِّ الصَّافِنَاتُ الْجِيَادُۙ | |
Türkçe Okunuşu * | İż ‘urida ‘aleyhi bil’aşiyyi-ssâfinâtu-lciyâd(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bir ikindi vakti ona, tek ayağını tırnağı üzere kaldırıp diğer üç ayağı üzerinde duran ve süratli koşan safkan atlar arz edilmişti. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Akşama doğru kendisine, üç ayağının üzerine durup bir ayağını tırnağının üzerine diken çalımlı ve safkan koşu atları sunulmuştu. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ona bir akşam üstü, çalımlı, cins koşu atları sunulmuştu. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Hani ona akşamüstü bir ayağını tırnağı üstüne dikip üç ayağının üzerinde duran çalımlı ve soylu atlar sunulmuştu. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Hani kendisine bir zaman akşam üstü iyi cins ve rahvan atlar gösterilmişti. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Arzolundukda kendisine akşam üstü sâfinat halinde halıs atlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hani ona öğleden sonra bir ayağını tırnağı üstüne dikib üç ayağının üzerinde duran sür'atli koşu atları gösterilmişdi de, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hani ona bir ikindi sonrası, (bir ayağını tırnağı üzerine kaldırıp diğer) üç ayağı üzerinde duran ve sür'atli koşan atlar arz edilmişti. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hani ona öğleden sonra, saf-kan meşhur koşucu atlar arz olundukda, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O vakti ki, O'na süratle yürür durur hâlis atlar, öğleden sonra gösterilmişti. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Hani bir ikindi vakti ona duruşu zarif, koşması çevik mi çevik atlar sunulmuştu. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Behold, there were brought before him, at eventide coursers of the highest breeding, and swift of foot; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâd Sûresi 31. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
“İşte âhiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuk yapmayı istemeyenlere nasib ederiz. Sonunda kazançlı çıkanlar, fenalıktan sakı ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ ءَاَرْبَابٌ مُتَفَرِّقُونَ خَيْرٌ اَمِ اللّٰهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُۜ “Ey zindan arkadaşlarım! ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ رَبِّ السِّجْنُ اَحَبُّ اِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَن۪ٓي اِلَيْهِۚ وَاِلَّا تَصْرِفْ عَنّ۪ي كَيْدَهُنَّ اَصْبُ اِلَيْهِن ...
İbrahim Sûresi 38-41. Ayet Tefsiri 38. “Rabbimiz! Hiç şüphesiz sen, bizim gizlediğimizi de bilirsin, açığa vurduğumuzu da. Çünkü yerde olsu ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (v ...