# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ ذٰلِكَ لَحَقٌّ تَخَاصُمُ اَهْلِ النَّارِ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | İnne żâlike lehakkun teḣâsumu ehli-nnâr(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İşte cehennemlikler arasındaki bu atışmalar, böyle tartışmalar kesinlikle gerçekleşecektir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İşte bu, cehennem ehlinin tartışması, şüphesiz bir gerçektir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İşte cehennemliklerin bu şekilde tartışması gerçektir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz bu, cehennemliklerin birbirleriyle çekişmesi kesin bir gerçektir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şüphesiz ki bu haktır. Ateş ehlinin birbiriyle tartışması muhakkak olacaktır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şübhesiz ki bu haktır muhakkak olacaktır ehli nârın birbirine husûmeti |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İşte bu, (ya'nî) ehl-i cehennemin birbiriyle da'vâlaşması muhakkak ve kat'î bir gerçekdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhesiz ki bu, ateş ehlinin (böyle) birbirleriyle çekişmesi elbette haktır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İşte bu, cehennem ehlinin birbirleriyle mücadelesi, şübhe götürmiyen bir gerçektir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok ki, bu, (haber verilen şey) elbette sabittir. O ateş ehlinin birbiriyle husumeti (muhakkaktır). |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ateş ehlinin böylece çekişmesi gerçektir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Truly that is just and fitting,- the mutual recriminations of the People of the Fire! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâd Sûresi 64. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...