# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَقَالُوا رَبَّنَا عَجِّلْ لَنَا قِطَّنَا قَبْلَ يَوْمِ الْحِسَابِ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve kâlû rabbenâ ‘accil lenâ kittanâ kable yevmi-lhisâb(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bir de alaylı alaylı: “Rabbimiz! Hesap günü gelmeden önce bize azaptan düşen payımızı hemen veriver!” diyorlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Rabbimiz! Bizim payımızı hesap gününden önce ver, dediler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlar ise "Rabbimiz! Bizim payımızı hesap gününden önce ver" derler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Müşrikler (alay ederek) şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Hesap gününden önce payımızı hemen ver!” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bir de: "Ey Rabbimiz! Hesap gününden önce bizim azabdan payımızı acele ver" dediler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bir de ya rabbenâ bizim pusulamızı hisab gününden evvel acele verdediler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Şöyle) dediler: «Ey Rabbimiz, hesâb gününden evvel bizim amel defterimizi acele ver (de görelim)». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Bir de (alay ederek) dediler ki: “Rabbimiz! Bize (azabdan) payımızı, hesab gününden önce hemen ver!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (O Mekke kâfirleri) bir de şöyle dediler: “- Ey Rabbimiz! Hesab gününden evvel amel defterimizi ver (de görelim neymiş o)!” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve dediler ki: «Ey Rabbimiz! Bizim için amel defterimizi hesap gününden evvel çabucak ver.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yine de “Rabbimiz, bizim azaptan payımızı hesap gününden önce hemen ver” dediler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They say: "Our Lord! hasten to us our sentence (even) before the Day of Account!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâd Sûresi 16. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...