# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّٓا اَخْلَصْنَاهُمْ بِخَالِصَةٍ ذِكْرَى الدَّارِۚ | |
Türkçe Okunuşu * | İnnâ aḣlasnâhum biḣâlisatin żikrâ-ddâr(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Biz onları, özellikle âhiret yurdunu düşünen ihlâslı kimseler kıldık. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Biz onları özellikle ahiret yurdunu düşünen ihlâslı kimseler kıldık. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Biz onları ahiret yurdunu düşünen, içten bağlı kimseler kıldık. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz biz onları, ahiret yurdunu düşünme özelliği ile (temizleyip) ihlâslı kimseler kıldık. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Çünkü biz onları temiz bir hasletle, hâlis yurt (ahiret) düşüncesine ermiş has kullarımızdan kılmışızdır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Çünkü biz onları temiz bir hassa, halîs yurd düşüncesiyle halîslerimizden kılmışızdır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Çünkü biz onları katkısız (şaibesiz) bir hasletle — ki (bu dâima) yurd (ları) nı hatırlama (ları ve onun için çalışmaları) dır — haalis (insanlar) yapdık. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Çünki biz onları, hâlis (bir haslet) olan âhiret düşüncesiyle ihlâslı (kimseler) kıldık. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Çünkü biz, onları, ahiret yurdunu anmaktan ibaret pak bir hasletle hâlis (insanlar) kıldık. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok ki, Biz onları dar-ı ahireti düşünme hasletiyle mümtaz, ihlâs sahipleri kılmıştık. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz onları, özellikle âhiret yurdunu düşünen ihlâslı kullar kıldık. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Verily We did choose them for a special (purpose)- proclaiming the Message of the Hereafter. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâd Sûresi 46. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...