Sâd Sûresi 20. Ayet Tefsiri


20 / 88


Sâd Sûresi Hakkında

Sād sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 88 âyettir. İsmini 1. âyettekiصٓ  (Sād) harfinden alır. Hem Mushaf tertîbine göre hem de iniş sırasına göre 38. sûredir.

Sâd Sûresi Konusu

Kur’ân-ı Kerîm’in hak kitap, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in de gerçek peygamber olduğu ve bunların getirdiği tâlimatların Allah’ın buyrukları olduğu beyân edilir. Resûlullah (s.a.s.)’e karşı gelen müşrikler uyarılır. Ne yaparsa yapsınlar Kur’ân-ı Kerîm ve Peygamber karşısında mutlaka hezimete uğrayacakları hatırlatılır. Geçmiş kavimlerin durumu kısa bir anlatımla buna misal verilir. Neticede kâfirler mağlup olacak, müslümanlar ise devlet ve saltanata erişeceklerdir. Bu sebeple Hz. Dâvûd ve Hz. Süleyman kıssalarıyla Peygamberimiz ve müslümanların, elde edecekleri maddi imkânları İslâm’ın bekâsı yolunda nasıl kullanacakları öğretilir. Hz. Eyyûb kıssasıyla, kulun Rabbine tevekkül edip O’ndan yardım dilerken, işin kendine düşen kısmını aksatmadan yerine getirmesi önerilir. Kıpırdamayacak derecede hasta haliyle: “Ayağını yere vur!” emrine muhatap olması bunu gösterir. Böylece “Gayret kuldan, tevfik Allah’tan” düstûruna işaret edilir. Peygamberlere iman ve itaat edenlerin güzel akıbetlerinden, onlara iman etmeyenlerin de feci sonlarından, sonradan gelenler için birer ibret tablosu arz edilir. İnsanlar, şeytanın düşmanlığına karşı ciddiyetle uyarıldıktan sonra, sûrenin başında olduğu gibi sonunda da Kur’an’ın önemine tekrar yer verilir.

Sâd Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada otuz sekizinci, iniş sırasına göre de otuz sekizinci sûredir. Kamer sûresinden sonra, A‘râf sûresinden önce Mekke’de inmiştir.

وَشَدَدْنَا مُلْكَهُ وَاٰتَيْنَاهُ الْحِكْمَةَ وَفَصْلَ الْخِطَابِ ﴿٢٠﴾
Karşılaştır 20: Biz onun hâkimiyetini güçlendirdik; kendisine hikmet, nübüvvet, adâletle hükmetme ve yerli yerince söz söyleme kâbiliyeti verdik.

TEFSİR:

Bu vasıflar:

“Teşdîd-i mülk”: اَلشَّدُّ edd), tutmak, elin tuttuğunu sağlam bir şekilde tutması mânasına gelir. Bu, menfaat veya zarar kasdı ile olabilir. Burada menfaat için kullanılmıştır. Teşdîd-i mülk ise saltanat ve hükümdarlığın kuvvetlendirilmesi, güçlü kılınması demektir. Hz. Dâvûd’un hükümranlığı sağlam ve güçlüydü. Allah Teâlâ zararlı şeylerden ve düşmanların kendine galebesinden onu korumuştu. O, hikmet ve sağduyu ile hükümranlığını devam ettirmiştir. Rivayete göre o, kırk yıl hükümdar olmuştur. (İbn Âşûr, et-Tahrîr ve’t-tenvîr, XXIII, 229)

“Hikmet”, eşyanın hakikatini tanımak ve işleri gereği üzere yapmak demektir. Hz. Dâvûd’a hikmet, peygamberlik, ilim ve amelde sağlamlık verilmiştir. Bir mânaya göre ona Zebur ve şeriat ilmi lutfedilmiştir.

“Fasl-ı hitâb”, söz kesimi, hakkı bâtıldan ayırarak tartışmayı ayırt edip kesme kabiliyeti, kesip atan ayırt edici söz, dinleyeni ilave bir açıklamaya muhtaç etmeyecek açık ve beliğ söz mânalarına gelir. Konuşurken iki kıssa veya iki mevzu arasını ayıran söze de fasl-ı hitab denilir. Kelimede, hâdiseyi tam olarak anlamak ve verdiği hükümde isâbet etmek; söz ve hükümde gerçekçi ve iş bitirici olmak anlamları da vardır. (Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXIII, 165)

Bu özelliklerin hepsi Dâvûd (a.s.)’a verilmişti. Hz. Dâvûd çok fasih ve beliğ konuşurdu. O konuştuğunda karşısındaki kimseler, ne demek istediğini açıkça anlarlardı. Hüküm verdiğinde de, açıkça hüküm verirdi. Verdiği hükümde tereddütsüz ve kararlı davranırdı. Bu özellik hikmet ve kuvvet ile bütünleştiğinde insanlık dünyasında yargı ve iktidardaki olgunluğun zirvesini oluşturur. Hem ilim, hem de konuşma bakımından faziletli olmak, ancak böyle birine nasip olabilir. (Mevdûdî, Tefhîmu’l-Kur’ân, V, 61)

Şimdi, Hz. Dâvûd’a bahşedilen tüm bu özellikleri uygulamalı olarak gösteren çok güzel bir misal geliyor:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/muminun-suresinin-84-ayeti-ne-anlatiyor-199541-m.png
Müminûn Suresinin 84. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/tegabun-suresinin-tefsiri-199514-m.jpg
Teğâbün Suresinin Tefsiri

Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/muminun-suresinin-62-ayeti-ne-anlatiyor-199526-m.jpg
Müminûn Suresinin 62. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/05/muminun-suresinin-53-ayeti-ne-anlatiyor-199487-m.jpg
Müminûn Suresinin 53. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2022/11/yasin-suresinin-fazileti-189631-m.jpg
Yasin Suresinin Fazileti

Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ  (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/05/muminun-suresinin-29-ayeti-ne-anlatiyor-199466-m.jpg
Müminûn Suresinin 29. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...