# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُلْ مَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ اَجْرٍ وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُتَكَلِّف۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kul mâ es-elukum ‘aleyhi min ecrin vemâ enâ mine-lmutekellifîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | De ki: “Tebliğime karşılık sizden hiç bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğimden peygamberlik iddiasında da bulunmuyorum.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Resûlüm!) De ki: Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben olduğundan başka türlü görünenlerden de değilim. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | De ki: "Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Kendiliğimden bir şey iddia eden kimselerden de değilim." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Ey Muhammed!) De ki: “Bundan (tebliğ görevinden) dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Ben kendiliğinden yükümlülük altına girenlerden değilim.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ey Muhammed! De ki: "Ben o Kur'ân'a karşı sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben kendiliğimden bir şey de teklif etmiyorum." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | De ki: bir ecir istemiyorum sizden ona karşı ve ben o tekellüfcilerden değilim |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Habîbim) de ki: «Ben buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum ve ben (size) kendiliğimden (bir şey) teklif edenlerden de değilim». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Resûlüm!) De ki: “(Ben) buna (bu tebliğ vazîfeme) karşılık, sizden hiçbir ücret istemiyorum ve ben (size kendiliğimden Kur'ân'ı uydurup) külfet çıkaranlardan değilim.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm) de ki: “- Ben tebliğime karşı sizden bir ücret istemiyorum, (ey Mekke halkı); ve ben düzenbazlardan değilim. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Onun üzerine sizden bir ücret istemiyorum ve ben tekellüfcülerden de değilim.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | De ki: Tebliğim karşılığında sizden bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğimden peygamberlik de taslamıyorum. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Say: "No reward do I ask of you for this (Qur´an), nor am I a pretender. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâd Sûresi 86. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...