# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَجَعَلَ الْاٰلِهَةَ اِلٰهًا وَاحِدًاۚ اِنَّ هٰذَا لَشَيْءٌ عُجَابٌ | |
Türkçe Okunuşu * | Ece’ale-l-âlihete ilâhen vâhidâ(en)(s) inne hâżâ leşey-un ‘ucâb(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “O kadar çok ilâhımızı bir tek ilâh mı yapacakmış? Ne tuhaf şey bu böyle!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 4, 5. Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kâfirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır! Tanrıları, tek tanrı mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir! dediler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 4,5. Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaşmışlardı. İnkarcılar: "Bu, pek yalancı bir sihirbazdır; tanrıları tek bir tanrı mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir" demişlerdi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “İlâhları bir tek ilâh mı yaptı? Gerçekten bu çok tuhaf bir şey!” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "İlâhları, bir tek ilâh mı kılmış? Bu gerçekten şaşılacak bir şey, çok tuhaf!" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İlâhları hep bir ilâh mı kılmış? Bu cidden şaşılacak bir şey: çok tuhaf |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «O, (bütün) Tanrıları birtek Tanrı mı yapmış? Bu, cidden acâib bir şey»! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “İlâhları tek bir ilâh mı yapmış? Doğrusu bu gerçekten şaşılacak bir şeydir!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İlâhları tek bir ilâh mı yapmış? Doğrusu bu, şaşılacak bir şey!” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «İlâhları bir ilâh mı kılmış? Şüphe yok bu, elbette pek ziyâde acaip bir şey.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Tanrıları tek bir tanrı mı yapacakmış? Ne acaip şey bu böyle?” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Has he made the gods (all) into one Allah. Truly this is a wonderful thing!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâd Sûresi 5. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...