# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ثُمَّ ق۪يلَ لِلَّذ۪ينَ ظَلَمُوا ذُوقُوا عَذَابَ الْخُلْدِۚ هَلْ تُجْزَوْنَ اِلَّا بِمَا كُنْتُمْ تَكْسِبُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Śumme kîle lilleżîne zalemû żûkû ‘ażâbe-lḣuldi hel tuczevne illâ bimâ kuntum teksibûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sonra zulmedenlere şöyle denecek: “Tadın bakalım ebediyen bitmeyecek şu azabı! Siz sadece vaktiyle kazandığınız günahların cezasını çekiyorsunuz.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sonra o (kendilerine) zulmedenlere, «Ebedî azabı tadın!» denilecek. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Haksızlık edenlere de: "Sürekli azabı tadın, ancak yaptığınıza karşılık ceza çekiyorsunuz" denir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sonra da zulmedenlere, “Ebedî azabı tadın! Siz ancak vaktiyle kazanmakta olduğunuzun cezasına çarptırılıyorsunuz” denilecektir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sonra o zulüm yapanlara "Tadın bakalım şu ebedi azabı!" denilecek. Vaktiyle kazandığınızdan başkası ile mi cezalandırılacaksınız?" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sonra denilecek o zulm edenlere ki tadın bakalım huld azâbını, vaktile kazandığınızdan başka bir sebeble cezalandırılacak değilsiniz? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sonra, o zulmedenlere «Ebedî azabı tadın, denilecek, (vaktiyle) ne kazanıyor idiyseniz ondan başkasıyle mi cezâlandırılacakdınız ya»?. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Sonra o zulmedenlere: “Ebedî azâbı tadın! Vaktiyle kazanmakta olduğunuz(günahlar)dan başkası ile cezâlandırılacak değilsiniz!” denilecek. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sonra o zulmedenlere: “- Ebedî azabı tadın” denilecek. Vaktiyle kazandığınızdan başka bir sebeple cezalandırılacak değilsiniz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra zulmetmiş olanlara denilecektir ki, «Şimdi ebedî azabı tadınız. Siz başkasıyla değil, ancak kazanmış olduğunuz şey sebebiyle cezalandırılırsınız.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sonra da o zulmedenlere denir ki: Sürekli azabı tadın bakalım! Siz ancak kendi işlediklerinizin cezasını görüyorsunuz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "At length will be said to the wrong-doers: ´Taste ye the enduring punishment! ye get but the recompense of what ye earned!´" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yunus Sûresi 52. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Allah, inkâr edenlere Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek verir. Her ikisi de, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında idiler, fakat o ...
Furkân sûresi 15-16. âyetlerinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 15-16. Ayetlerinin Arapçası: قُلْ اَذٰلِكَ خَيْرٌ اَمْ جَنَّةُ الْخُلْدِ ا ...
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...