# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَثُمَّ اِذَا مَا وَقَعَ اٰمَنْتُمْ بِه۪ۜ آٰلْـٰٔنَ وَقَدْ كُنْتُمْ بِه۪ تَسْتَعْجِلُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Eśümme iżâ mâ veka’a âmentum bih(i)(c) âl-âne vekad kuntum bihi testa’cilûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “O azap gelip çattıktan sonra mı ona iman edeceksiniz? O anda, öyle mi? Fakat artık çok geç! Oysa bunun ne kadar da çabuk gelmesini istiyordunuz.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Olacaklar olduktan sonra mı O’na iman edeceksiniz? Şimdi mi? Halbuki onu (azabın gelmesini) istemekte acele ediyordunuz? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Vuku bulduktan sonra mı O'na inanacaksınız? İnanmayanlar azabı görünce, "şimdi miydi?" derler. "Elbette, siz onu acele istiyordunuz" denir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Onlara) “Azap gerçekleştikten sonra mı O’na iman ettiniz? Şimdi mi!? Oysa siz onu acele istiyordunuz” (denilecek). |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bu azap meydana geldikten sonra mı iman edeceksiniz, yoksa şimdi mi? Halbuki onun çarçabuk gelmesini istiyordunuz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ya sonra vakı' olduğu zaman mı ona iyman edeceksiniz? Ya... şimdi ha? hani siz bunu acele istiyordunuz, a? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Bu (azâb) vaaki olduktan sonra mı Ona (Allaha) îman edeceksiniz? (O vakit size:) «Şimdi mi (îman ediyorsunuz? denecek), halbuki siz onun mutlakaa gelmesini isteyib duruyordunuz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Sonra (azab) vuku' bulduğu zaman mı O'na îmân edeceksiniz? (Artık o zamanki îmânınız kabûl edilmeyecek ve size şöyle denecek:) “Şimdi mi? Hani siz gerçekten onu (o azâbın gelmesini) acele istiyordunuz?” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bu azab vâkı olduktan sonra mı Allah'a iman edeceksiniz? O vakit size: “Şimdi mi iman ediyorsunuz?” denecek. Halbuki siz alay ederek, bu azabın acele gelmesini isteyip duruyordunuz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «O azap, vaki olduktan sonra mı ona imân etmiş olacaksınız? Şimdi mi? Halbuki, siz onu istical ediveriyordunuz (ya).» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Olan olduktan sonra mı ona inanacaksınız? Şimdi inandınız, öyle mi? Hani siz bunun çabuklaştırılmasını istiyordunuz? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Would ye then believe in it at last, when it actually cometh to pass? (It will then be said): ´Ah! now? and ye wanted (aforetime) to hasten it on!´ |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yunus Sûresi 51. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاِذَا نَادَيْتُمْ اِلَى الصَّلٰوةِ اتَّخَذُوهَا هُزُوًا وَلَعِبًاۜ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَعْقِلُونَ Siz namaz ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُم ...
İffet, insanın bedenî ve maddî hazlara aşırı düşkünlükten korunmasını ifade eder. İffet sözlükte “haramdan uzak durmak, helâl ve güzel olmayan söz ve ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَۜ وَمَنْ اَحْسَنُ مِنَ اللّٰهِ حُكْمًا لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ۟ Onlar hâlâ cahiliye devr ...
Mukâbele Nedir? Mukabele karşılık, cevap anlamlarına gelmektedir. Kur'an literatüründe mukabele: Cebrâil -aleyhisselâm-ın her sene Ramazan ayında Pey ...
Haber: Mehmet Sait Temel “Sizin en hayırlılarınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 21) Kur'anı öğrenmek ve öğretmek ...