# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُلِ انْظُرُوا مَاذَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَمَا تُغْنِي الْاٰيَاتُ وَالنُّذُرُ عَنْ قَوْمٍ لَا يُؤْمِنُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kuli-nzurû mâżâ fî-ssemâvâti vel-ard(i)(c) vemâ tuġnî-l-âyâtu ve-nnużuru ‘an kavmin lâ yu/minûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | De ki: “Göklerde ve yerde olan şeylere ibretle bakın!” Fakat, iman etmeyecek bir gürûha ne bu deliller, ne de uyarılar bir fayda verir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | De ki: «Göklerde ve yerde neler var, bakın (da ibret alın!)» Fakat inanmayan bir topluma deliller ve uyarılar fayda sağlamaz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Göklerde ve yerde neler var, bir bakın" de. İnanmayacak bir millete ayetler ve uyarmalar fayda vermez. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | De ki: “Göklerde ve yerde neler var, bir baksanıza.” Fakat âyetler ve uyarılar, inanmayan bir topluma hiçbir fayda sağlamaz. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki: "Göklerde ve yerde olup bitenlere dikkatle bakın!" Fakat o uyarmalar ve o âyetler, iman etmeyen bir kavme fayda vermez ki! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | De ki: bakın, Göklerde Yerde neler var, fakat o âyetler, o inzarlar iyman etmiyecek bir kavme ne fâide verir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | De ki: «Göklerde ve yerde neler var, bakın». (Fakat) bunca âyetler (ibretler) ve inzârlar îman etmeyecekler gürûhüne fâide vermez. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | De ki: “Göklerde ve yerde neler var, bakın!” Fakat o deliller ve korkutmalar, îmân etmeyecek bir kavme fayda vermez. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | De ki: “- Bakın, göklerde ve yerde neler var! “ Fakat, bunca âyetler (alâmetler) ve azabla korkutmalar, iman etmiyecek bir kavme fayda vermez. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Bakınız! Göklerde ve yerde olanlar nelerdir?» Fakat imân etmez bir kavim için âyetler ve korkutucular bir faide vermez. |
11. | Ümit Şimşek Meali | De ki: Göklerde ve yerde ne var, bir bakın. Fakat ne âyetler, ne de uyarılar, iman etmeyen bir topluluğa fayda vermez. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Say: "Behold all that is in the heavens and on earth"; but neither Signs nor Warners profit those who believe not. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yunus Sûresi 101. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 75. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 75. Ayeti Arapça: قَالَ اَلَمْ اَقُلْ لَكَ اِنَّكَ لَنْ تَسْتَط۪يعَ مَعِيَ صَبْرًا Kehf S ...
Kehf Suresinin 66-67. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 66-67. Ayetleri Arapça: قَالَ لَهُ مُوسٰى هَلْ اَتَّبِعُكَ عَلٰٓى اَنْ تُعَلِّمَنِ مِ ...
Kur’ân-ı Kerim, İslâm dininin kutsal kitabıdır. Kur’an okumanın gerekliliği ve fazileti üzerinde sıkça durulur. Kur’an’ın bazı yerlerde kendini “zikr ...
Kehf Suresinin 54. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 54. Ayet Arapça: وَلَقَدْ صَرَّفْنَا ف۪ي هٰذَا الْقُرْاٰنِ لِلنَّاسِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍۜ وَك ...
Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...