# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَيَوْمَ نَحْشُرُهُمْ جَم۪يعًا ثُمَّ نَقُولُ لِلَّذ۪ينَ اَشْرَكُوا مَكَانَكُمْ اَنْتُمْ وَشُرَكَٓاؤُ۬كُمْۚ فَزَيَّلْنَا بَيْنَهُمْ وَقَالَ شُرَكَٓاؤُ۬هُمْ مَا كُنْتُمْ اِيَّانَا تَعْبُدُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Veyevme nahşuruhum cemî’an śümme nekûlu lilleżîne eşrakû mekânekum entum veşurakâukum(c) fezeyyelnâ beynehum(s) vekâle şurakâuhum mâ kuntum iyyânâ ta’budûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O gün onların hepsini huzurumuzda bir araya toplayacağız; sonra da Allah’a şirk koşanlara: “Siz de, ortak koştuklarınız da haydin yerlerinize!” diyeceğiz. Böylece, her birini lâyık olduğu yere koyup aralarını tam olarak ayıracağız. Kendilerine tanrı diye taptıkları şeyler onlara şöyle diyecek: “Aslında siz bize tapmıyordunuz.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onların hepsini biraraya toplayacağımız, sonra da Allah’a ortak koşanlara: «Siz ve koştuğunuz ortaklar yerinizde bekleyin» diyeceğimiz gün artık onların (putlarıyla) aralarını tamamen ayırmışızdır. Ve onların ortakları, (putları) derler ki: «Siz, bize ibadet etmiyordunuz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 28,29. Onların hepsini bir gün toplarız, sonra, puta tapanlara, "Siz ve putlarınız yerlerinize! deyip onları birbirlerinden ayırırız. Putları ise: "Bize tapmıyordunuz ki. Allah, sizinle bizim aramızda şahit olarak yeter. Sizin tapınmanızdan bizim haberimiz yoktu" derler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onların hepsini bir araya toplayacağımız, sonra da Allah’a ortak koşanlara, “Siz de, ortaklarınız da yerinizde bekleyin” diyeceğimiz günü düşün. Artık onların (ortak koştuklarıyla) aralarını tamamen ayırırız ve ortak koştukları derler ki: “Siz bize ibadet etmiyordunuz.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O gün ki, hepsini mahşere toplayacağız, sonra da o şirk koşanlara "Haydi yerlerinize! Siz de, ortak koştuklarınız da!" diyeceğiz. Artık aralarını iyice açmışız. O ortak koştukları şeyler, "Siz bize tapmıyordunuz ki." diyecekler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve o gün ki hepsini mahşere toplayacağız, sonra diyeceğiz o şirk koşanlara: yerinize! Siz de şerikleriniz de, artık aralarını açmışızdır, şerikleri şöyle demektedir: siz bize tapmıyordunuz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O gün onların hepsini bir araya toplayacağız. Sonra o (Allaha) eş tutanlara: «Siz de, ortaklarınız (olan putlar) da, diyeceğiz, durun yerinizde». Artık onları birbirinden tamamen ayırımsızdır. Ortakları öyle dedi (diyecek): «Siz (dünyâda) bize tapmıyordunuz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve o (mahşer) günü onları hep birlikte toplayacağız, sonra şirk koşanlara: “(Haydi) yerinize! Siz ve (Allah'a şirk koştuğunuz) ortaklarınız!” diyeceğiz. Artık onların aralarını ayırmışızdır ve ortakları (olan putlar, onlara) şöyle der: “(Siz hakikatte) bize tapmıyordunuz (kendi nefsinize ve şeytanlarınıza tapıyordunuz)!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O gün, mahşerde, insanların hepsini bir araya toplayacağız. Sonra müşriklere şöyle diyeceğiz: “- Siz ve Allah'a eş yaptığınız ortaklarınız (putlarınız) durun yerinizde... “Artık müminlerle aralarını tamamen açmışızdır. Ortakları olan putlar Allah tarafından dile gelip kendilerine şöyle diyeceklerdir: “- Siz, dünyada bize tapmıyordunuz (Şeytanın ardı sıra gidiyordunuz). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve o günü ki, hepsini mahşere toplarız. Sonra şerik koşmuş olanlara de- riz ki: «Siz de ve şerikleriniz de yerlerinizde durunuz.» Artık aralarını ayırmışızdır. Ve onların şerikleri der ki: «Siz bizlere tapınır değil idiniz.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | O gün onların hepsini huzurumuzda toplar, sonra da ortak koşanlara “Siz de, şerikleriniz de yerlerinizden kımıldamayın” deriz. Biz onların şerikleriyle aralarını ayırırız; şerikleri ise derler ki: “Siz bize tapmıyordunuz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | One day shall We gather them all together. Then shall We say to those who joined gods (with Us): "To your place! ye and those ye joined as ´partners´ We shall separate them, and their "Partners" shall say: "It was not us that ye worshipped! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yunus Sûresi 28. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِ اللّٰهِ فَتَكُونَ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ Asla Allah’ın âyetlerini yalan ...
Ayet-i kerimede buyrulur: فَقَالُوا عَلَى اللّٰهِ تَوَكَّلْنَاۚ رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَۙ وَنَجِّنَا بِرَحْمَتِكَ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: فَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَمَا سَاَلْتُكُمْ مِنْ اَجْرٍۜ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلَى اللّٰهِۙ وَاُمِرْتُ اَنْ اَكُونَ مِنَ الْم ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَٓا اِنَّ اَوْلِيَٓاءَ اللّٰهِ لَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَۚ Bilesiniz ki Allah’ın dostlarına hiçbir ...
Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَٓاءَتْكُمْ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَشِفَٓاءٌ لِمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ اللّٰهَ لَا يَظْلِمُ النَّاسَ شَيْـًٔا وَلٰكِنَّ النَّاسَ اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ Gerçek şu ki Allah insanlara hi ...