# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ثُمَّ نُنَجّ۪ي رُسُلَنَا وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كَذٰلِكَۚ حَقًّا عَلَيْنَا نُنْجِ الْمُؤْمِن۪ينَ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Śumme nuneccî rusulenâ velleżîne âmenû(c) keżâlike hakkan ‘aleynâ nuncî-lmu/minîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sonunda biz, önceleri yaptığımız gibi peygamberlerimizi ve iman edenleri kurtarırız. Çünkü mü’minleri kurtarmak, üzerimize düşen bir borçtur. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Biz, sonra peygamberlerimizi ve aynı şekilde iman edenleri kurtarırız. İnananları üzerimize bir borç olarak kurtaracağız. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sonra Biz, peygamberlerimizi ve inananları böylece kurtarırız, inananları (verdiğimiz söz gereğince) kurtarmamız Bize haktır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sonra resûllerimizi ve iman edenleri kurtarırız. (Ey Muhammed!) Aynı şekilde üzerimize bir hak olarak, inananları da kurtaracağız. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sonra biz, peygamberlerimizi ve iman edenleri kurtarırız. İşte biz böyleyiz. Müminleri kurtarmak üzerimize düşen bir görevdir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sonra Resullerimizi ve iyman edenleri kurtarırız, biz böyle uhdemizde bir hakk olarak mü'minleri kurtarırız |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Nihayet biz resullerimizi ve îman edenleri selâmete erdiririz. (Müşriklere azâb çatdığı zaman) böylece mü'minleri de, üstümüzde bir hak olarak, kurtaracağız. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Sonra peygamberlerimizi ve îmân edenleri kurtarırız. İşte böyle, mü'minleri kurtarmak üzerimize bir haktır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sonra kâfirlere azap inince, Peygamberlerimizi ve Onlara iman edenleri kurtarıyorduk. İşte böylece, müminleri de, üzerimizde bir hak olarak, (müşrikler azab çektiği zaman), kurtaracağız. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra Biz peygamberlerimizi ve imân etmiş olanları kurtarırız. Böylece Bizim üzerimize bir haktır ki, mü'minleri necâta erdiririz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Azap onlara geldiğinde, Biz peygamberleri ve iman edenleri kurtarırız. Mü'minleri böylece kurtarmak üzerimize bir borç olmuştur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | In the end We deliver Our messengers and those who believe: Thus is it fitting on Our part that We should deliver those who believe! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yunus Sûresi 103. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...