# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاُتْبِعُوا ف۪ي هٰذِه۪ لَعْنَةً وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ بِئْسَ الرِّفْدُ الْمَرْفُودُ | |
Türkçe Okunuşu * | Veutbi’û fî hâżihi la’neten veyevme-lkiyâme(ti)(c) bi/se-rrifdu-lmerfûd(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar dünyada da, kıyâmet günü de rahmetten uzaklaştırılıp lânete uğradılar. Ne kötü bir bahşiş, ne kötü bir ikramdır bu lânet! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar burada da, kıyamet gününde de lânete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Hem burada ve hem kıyamet gününde lanete uğratılırlar. Bu ne kötü bir bağıştır! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar, hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lânete uğratıldılar. Ne kötü destektir onlara verilen destek! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Hem burada, hem de kıyamet gününde lanetle izlendiler. Onlara verilen bu karşı destek ne fena bir destektir! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hem burada arkalarından bir lâ'netle ta'kıb edildiler hem Kıyamet günü, bu vurulan destek ne fena destektir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Burada da, kıyaamet gününde de lâ'nete tâbi tutuldular onlar. (Kendilerine) verilen bu vergi ne kötü vergidir! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar) hem burada (dünyada), hem de kıyâmet gününde lâ'nete tâbi' tutuldular.(Onlara) yapılan bu ikram, ne kötü ikramdır! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hem burada (dünyada), hem de kıyamet gününde bir lânete uğratıldılar. Onlara verilen bu bahşiş ne kötü bir bahşiştir!... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Burada da bir lânete tâbi tutuldular, Kıyamet gününde de. Ne kötü bir yardımdır bu yapılmış olan yardım. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bu dünyada da onlar lânete uğradılar, kıyamet gününde de. Ne kötü bir ikramdır onlara sunulan! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And they are followed by a curse in this (life) and on the Day of Judgment: and woeful is the gift which shall be given (unto them)! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hûd Sûresi 99. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...