# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَا جَرَمَ اَنَّهُمْ فِي الْاٰخِرَةِ هُمُ الْاَخْسَرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Lâ cerame ennehum fî-l-âḣirati humu-l-aḣserûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Hiç şüphesiz, âhirette en çok zarara uğrayacak olanlar da kesinlikle bunlardır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şüphesiz onlar, ahirette en çok ziyana uğrayanlardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ahirette en çok kayba uğrayacaklar şüphesiz bunlardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz bunlar ahirette en çok ziyana uğrayanlardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kesinlikle bunlar ahirette de en ziyade hüsrana uğrayacak olanlardır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şüphe yok bunlar Âhirette en ziyade husran çekenlerdir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Şübhesiz onlar âhiretde en çok zarar görenlerin ta kendileridir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hiç şübhesiz, doğrusu onlar, âhirette en fazla hüsrâna uğrayanlardır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Elbette onlar, ahirette en çok ziyan (perişanlık) çekenlerdir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok ki, ahirette en ziyâde hüsrâna uğrayanlar onlardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Hiç şüphe yok ki, âhirette onlar en fazla ziyana uğrayacak olanlardır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Without a doubt, these are the very ones who will lose most in the Hereafter! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hûd Sûresi 22. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...