# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ لَوْ اَنَّ ل۪ي بِكُمْ قُوَّةً اَوْ اٰو۪ٓي اِلٰى رُكْنٍ شَد۪يدٍ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle lev enne lî bikum kuvveten ev âvî ilâ ruknin şedîd(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Lût da: “Keşke size karşı koyabileceğim bir kuvvetim olsaydı yahut sağlam bir kaleye sığınabilseydim!” dedi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Lût:) Keşke benim size karşı (koyacak) bir gücüm olsaydı veya güçlü bir kaleye sığınabilseydim! dedi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Keşke size yetecek bir kuvvetim olsa veya sağlam bir yere sığınsam" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Lût da:) “Keşke size karşı (koyacak) bir gücüm olsaydı, ya da sağlam bir desteğe dayanabilseydim” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Lut dedi: "Ne olurdu size karşı bir kuvvetim olsaydı, ya da çok sarp bir yere sığınabilseydim." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ne vardı, dedi: benim size karşı bir kuvvetim olsa idi; veya çok sarp bir kal'aya sığınabilse idim? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Lût: «Ah), dedi, size (yetecek) bir kuvvetim olsaydı, yahud sarp bir kal'aya sığınabilseydim»! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Lût:) “Keşke size karşı bir kuvvetim olsaydı, yâhut sağlam bir kaleye sığınabilseydim!” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Lût; “- Keşke size karşı bir kuvvetim olsa, yahut sağlam bir topluluğa dayansam!” dedi. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dedi ki: «Eğer benim için size karşı bir kuvvet olsa idi veya şiddetli bir kal'aya iltica edecek olsa idim.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Lût “Keşke size yetecek gücüm olsaydı,” dedi. “Veya sağlam bir dayanağa sığınabilseydim!” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He said: "Would that I had power to suppress you or that I could betake myself to some powerful support." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hûd Sûresi 80. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İsra suresinin 88. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 88. Ayet Arapça: قُلْ لَئِنِ اجْتَمَعَتِ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلٰٓى اَنْ يَأْتُوا بِمِثْلِ ...
İsra suresinin 82. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 82. Ayet Arapça: وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْاٰنِ مَا هُوَ شِفَٓاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَۙ ...
Kur’ân-ı Kerîm, Allah Teâlâ tarafından biz insanlara gönderilmiş büyük bir hidâyet rehberidir. Allâh’ın kelâmıdır. Gökten indirilmiş, sağlam bir iptir ...
İsra suresinin 70. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 70. Ayet Arapça: وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَن۪ٓي اٰدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ ...
İsra suresinin 66. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 66. Ayet Arapça: رَبُّكُمُ الَّذ۪ي يُزْج۪ي لَكُمُ الْفُلْكَ فِي الْبَحْرِ لِتَبْتَغُوا مِنْ ...
İsra suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 53. Ayet Arapça: وَقُلْ لِعِبَاد۪ي يَقُولُوا الَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ الشَّيْطَانَ يَنْ ...