# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَلَا تَكُ ف۪ي مِرْيَةٍ مِمَّا يَعْبُدُ هٰٓؤُ۬لَٓاءِۜ مَا يَعْبُدُونَ اِلَّا كَمَا يَعْبُدُ اٰبَٓاؤُ۬هُمْ مِنْ قَبْلُۜ وَاِنَّا لَمُوَفُّوهُمْ نَص۪يبَهُمْ غَيْرَ مَنْقُوصٍ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Felâ teku fî miryetin mimmâ ya’budu hâulâ-(i)(c) mâ ya’budûne illâ kemâ ya’budu âbâuhum min kabl(u)(c) ve-innâ lemuveffûhum nasîbehum ġayra menkûs(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! Müşriklerin taptıklarının boş şeyler olduğu ve kendilerini korkunç bir âkibete sürükleyeceği konusunda asla şüphen olmasın. Daha önce ataları neye nasıl tapıyor idiyse, onlar da aynı şeylere aynı şekilde tapmaktadırlar. Biz onların hak ettiklerini elbette kendilerine eksiksiz ödeyeceğiz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | O halde onların tapmakta oldukları şeylerden (bu şeylerin onları azaba götürdüğünden) şüphen olmasın. Çünkü onlar ancak daha önce babalarının taptığı gibi tapıyorlar. Biz onların (azaptan) nasiplerini mutlaka eksiksiz olarak vereceğiz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Bu putperestlerin taptıklarının batıl olduğunda şüphen olmasın; daha önce babalarının tapmış oldukları gibi onlar da taparlar. Onlara paylarını şüphesiz eksiksiz olarak ödeyeceğiz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Ey Muhammed!) Şunların taptıkları şeylerin batıl olduğu konusunda şüpheye düşme. Onlar sadece, daha önce babalarının taptığı gibi tapıyorlar. Şüphesiz biz onlara (azaptan) paylarını eksiksiz olarak tastamam vereceğiz. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O halde sakın şunların ibadet edişlerinden şüpheye düşme. Daha önce ataları nasıl ibadet ediyor idiyseler bunlar da öyle ibadet ediyorlar. Biz de kendilerine nasiplerini elbette eksiksiz olarak öderiz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O halde sakın şunların ıbadet edişlerinden şüpheye düşme başka değil atalarının ıbadeti gibi ıbadet ediyorlar, biz de elbet kendilerine tamamile nasîblerini veririz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Artık onların tapmakda oldukları şeyler (in kendilerini ne feci akıbetlere sürükleyeceğin) den şübhe içinde olma. Onlar, daha evvelden ataları nasıl tapıyorlar idiyse (başka suretle değil) tıbkı onun gibi tapıyorlar. Biz de elbet nasıyblerini (cezalarını) eksiksiz vericiyiz. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Habîbim!) O hâlde şunların tapmakta oldukları şeylerden (dolayı kendilerine azâb edileceği husûsunda) hiçbir şübhe içinde olma! (Onlar da) ancak daha önce atalarının tapageldiği gibi tapıyorlar. Şübhesiz biz de onlara, (azabdan) nasiblerini elbette eksiksiz vericiyiz. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O halde, şu müşriklerin ibadet ettikleri putların dalâlet olduğunda sakın şüphe etme. Onlar, ancak babalarının önceden ibadet ettikleri gibi ibadet ediyorlar. Biz de onların azabdan olan nasiplerini muhakkak noksansız vereceğiz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık onların taptıkları şeyden bir şüphede bulunma. Onlar ibadette bulunmazlar, ancak evvelce babalarının taptıkları gibi tapınmakta bulunurlar. Ve Biz de şüphe yok ki, onlara nâsiplerini eksik olmaksızın ödeyeceğiz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Şunların taptıkları şey hakkında bir kuşkun olmasın. Bundan önce ataları nasıl tapıyor idiyse, bunlar da ancak öyle tapıyorlar. Biz ise onların nasiplerini hiç eksiksiz vereceğiz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Be not then in doubt as to what these men worship. They worship nothing but what their fathers worshipped before (them): but verily We shall pay them back (in full) their portion without (the least) abatement. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hûd Sûresi 109. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِي الْاَرْضِ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَاۜ كُلٌّ ف۪ي ك ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاِنْ يَمْسَسْكَ اللّٰهُ بِضُرٍّ فَلَا كَاشِفَ لَهُٓ اِلَّا هُوَۚ وَاِنْ يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلَا رَٓادَّ لِفَضْلِه۪ۜ يُص۪ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاَنْ اَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ حَن۪يفًاۚ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ “Ve yüzünü hak dine çevir, sakın müşrikler ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِ اللّٰهِ فَتَكُونَ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ Asla Allah’ın âyetlerini yalan ...
Ayet-i kerimede buyrulur: فَقَالُوا عَلَى اللّٰهِ تَوَكَّلْنَاۚ رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَۙ وَنَجِّنَا بِرَحْمَتِكَ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: فَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَمَا سَاَلْتُكُمْ مِنْ اَجْرٍۜ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلَى اللّٰهِۙ وَاُمِرْتُ اَنْ اَكُونَ مِنَ الْم ...