# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَمَا كَانَ رَبُّكَ لِيُهْلِكَ الْقُرٰى بِظُلْمٍ وَاَهْلُهَا مُصْلِحُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vemâ kâne rabbuke liyuhlike-lkurâ bizulmin veehluhâ muslihûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yoksa senin Rabbin, halkı hem kendi nefislerini hem de toplumu ıslahla meşgul bulunan ve hakka hukuka riâyet eden memleketleri haksız yere helâk etmez. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Halkı iyi olduğu halde Rabbin, haksızlıkla memleketleri helâk etmez. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Rabbin, kasabaların halkı ıslah olmuşken, haksız yere onları yok etmez. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Rabbin, halkları salih ve ıslah edici kimseler iken memleketleri zulmederek helâk etmez. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Senin Rabbin, halkları iyi ve ıslahatçı iken, o memleketleri haksız yere helak edecek değildir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Rabbın da o memleketleri ahalisi muslihler iken zulmile helâk edecek değildi ya |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Senin Rabbin — ehâlîsi (hem nefislerini, hem yekdiğerini) ıslaahedib dururken de — O memleketleri (sırf) şirk yüzünden helak edecek değildi ya. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Rabbin o şehirleri, ahâlisi (kendi hâllerini ve diğer insanları) ıslâh eden kimseler iken, zulümle helâk edecek değildi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Memleketlerin halkı, zulümden berî bulundukları halde, Rabbin, asla o memleketleri zulümle helâk etmez. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve senin Rabbin, ahalisi muslih kimse oldukları halde şehirleri bir zulüm sebebiyle helâk eder olmadı. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yoksa Rabbin, ahalisi düzgün kimseler olduğu halde beldeleri haksız yere helâk edecek değildi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Nor would thy Lord be the One to destroy communities for a single wrongdoing, if its members were likely to mend. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hûd Sûresi 117. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...