# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَدَعَا رَبَّهُٓ اَنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ قَوْمٌ مُجْرِمُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Fede’â rabbehu enne hâulâ-ikavmun mucrimûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sonunda Mûsâ Rabbine: “Yâ Rabbi! Doğrusu bunlar suç işlemekte aşırı giden inkârcı bir güruh! Artık onları sana havâle ediyorum Allahım!” diye yalvardı. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bunun üzerine Musa: Bunlar suç işleyen bir toplumdur, diye Rabbine arzetti. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Bunlar, suçlu bir millet olduğu için, Rabbine yardım etmesi için yalvardı. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sonra Mûsâ, Rabbine, “Bunlar günahkâr bir toplumdur” diye seslendi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Musa: "Şüphesiz ki bunlar suçlu bir kavimdir." diyerek yardım etmesi için Rabbine yalvardı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sonra rabbına duâ etti: bak bunlar mücrim bir kavim dedi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Nihayet Rabbine «Bunlar hakıykat günahkârlar güruhudur» diye düâ etdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Buna rağmen (kavminin îmân etmemesi üzerine, Mûsâ): “Doğrusu bunlar, bir günahkârlar topluluğudur” diye Rabbisine duâ etti. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sonra Mûsa Rabbine şöyle dua etti: “- (Ey Rabbim, bu müşriklere müstahak oldukları cezayı ver; çünkü) bunlar günahkâr bir kavimdir.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra Rabbine dua etti ki: «Muhakkak bunlar, günahkârlar olan bir kavimdir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Musa Rabbine dua ederek “Bunlar bir mücrimler güruhu” dedi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | (But they were aggressive:) then he cried to his Lord: "These are indeed a people given to sin." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Duhân Sûresi 22. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا عَلَيْكُمْ اَنْفُسَكُمْۚ لَا يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ اِذَا اهْتَدَيْتُمْۜ اِلَى اللّٰهِ مَ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: قُلْ لَا يَسْتَوِي الْخَب۪يثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ اَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَب۪يثِۚ فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَٓا اُو۬لِي الْاَلْب ...
Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالْاَنْصَابُ وَالْاَزْلَامُ رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْ ...
Nisâ sûresi Medine’de nâzil olmuştur, 176 âyettir. İsmini, birinci âyette geçen ve “kadınlar” mânasına gelen اَلنِّسَاءُ (Nisâ) kelimesinden alır. A ...
Hucurât sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 4. âyette geçen ve “odalar” mânasına gelen اَلْحُجُرَاتُ (hucurât) kelimesinden alır. Bu ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذ۪ٓي اَنْتُمْ بِه۪ مُؤْمِنُونَ Allah’ın siz ...